Öz yönetim ilan edilen merkezlere yönelik devletin sınır tanımayan vahşi katliamlarında, anne karnındaki bebekler, Silopi'de seccadede namaz kılarken vurulan 69 yaşındaki Ömer Maslu gibi yaşlılar, cenazesi bir hafta boyunca sokakta bekletilen Taybet İnan gibi kadınlar, gençler infaz edilirken, tüm kesimlerden olduğu gibi İslami kesimlerden de AKP'nin zulmüne tepkiler sürüyor. Urfa'da yaşayan ve aynı zamanda Demokratik İslam Kongresi (DİK) delegeleri emekli imam Latif Işık ile Mela Mehmet Kılıç, yaşananların hiçbir dinde kabul göremeyeceğine vurgu yaptı. Kürdistan'da cenazelerin sokakta günlerce bekletilmesine ilişkin konuşan Latif Işık, "Bir memlekette eğer insanlar kendi ölülerini dini vecibelerini yerine getirip gömemiyorsa ve bir zalim bunu bırakmıyorsa, bilin ki ondan zalim yoktur" değerlendirmesi yaptı.

 

'İslami ahlak yok bunlarda'

 

Kürdistan kentlerinde yaşanan insanlık dışı uygulamaları zulüm olarak nitelendiren Işık, "İnsanlar hakları ve hukukları için öldürülüyor. Kadınlar, erkekler, çocuklar öldürülüyor. Kendi evlerinde yemek yerken öldürülüyorlar. İslamiyet'te böyle bir şey nerde görülmüş? Burada bu halka zulüm eden insanların Müslümanlıkla alakaları yoktur. Bunlar Müslüman olarak görünürler, ancak gerçekte bunların Müslümanlıkla, inançla alakaları yoktur. Müslüman değiller, çünkü İslamiyet'in ahlakı yok bunlarda.  Müslümanlıktan uzaktır bunlar" diye ifade etti.

 

'Memleket sevgisi imandandır'

 

Bir insanın kendi memleketini sevmesinin önemli olduğunu söyleyen Işık, "Hz. Muhammed Mekke'den hicret ederek Medine'ye gittiğinde memleketine olan sevgisi içinde kalıyor. Ayet,  'Sen merak etme kalbin güzel olsun tekrar döneceksin memleketine' der. Ondan kaynaklı peygamber efendimiz derki 'Memleket sevgisi imandandır.' İmanın bir parçasıdır memleket sevgisi, imanlı bir insanın kendi memleketini sevmesi gerekiyor" dedi. 

 

90'lı yıllarda milyonlarca Kürt'ün köylerinden çıkarıldığını belirten Işık, "Şimdi de şehirlerinden çıkarılmak isteniyor. Binlerce köyü yaktılar, yıktılar. Bunlar yetmedi şimdi şehirlere başladılar. Şehirleri yakıp yıkıyor, insanları öldürüyorlar. Bu zulme karşı direnen gençlerin üzerine tanklarla, toplarla gidiyorlar. Merhamet yoktur bunlarda" diye konuştu.

 

'Yaşananlar zulüm'

 

Kürdistan'da hiç bir dinin kabul edemeyeceği katliamların yaşandığını söyleyen DİK delegesi Mela Mehmet Kılıç ise yaşananların ancak zulümle ifade edilebileceğini belirterek, "Peygamber efendimiz zulüm konusunda, 'Bir zulmü görürseniz elinizle müdahale edin. Elinizle müdahale edemiyorsanız, dilinizle karşı çıkın. Dilinizle karşı çıkamıyorsanız, kalbinizle karşı durun ki bu imanın en zayıf noktasıdır' diyor" diyerek, Hz Muhammed'in zulme karşı durmayı şart koştuğunu ifade etti.

 

Kuran'ı Kerim'deki "Halkın örf adetini, dilini yasaklayan Allah'ı yasaklamış olur" süresini hatırlatan Çelik, "Aynı zamanda bir halkı inkar etmek de Allah'ı inkar etmektir" dedi.

 

(kaynak.diha)