Memur Sen ve Eğitim Bir Sen Şanlıurfa İl Başkanı İbrahim Coşkun 27 Mayıs darbesi yıl dönümü ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.
Başkan Coşkun açıklamasında şu ifadelere yer verdi:''Darbe, millet iradesinin bir zümre tarafından gasp edilmesidir. Cumhuriyet tarihimizde gerçekleşmiş ilk askeri darbe, 27 Mayıs’tır. Tarihimize kara bir leke olarak geçen 27 Mayıs, darbe geleneğinin başlangıç noktasıdır. Bu süreçte Anayasa rafa kaldırılmış, TBMM feshedilmiş, devlet 37 subaydan oluşan Milli Birlik Komitesi’nin iradesine terk edilmiştir. Böylece milli irade gasp edilmiştir.
Ordu içindeki bir kısım cuntanın gayrimeşru girişimi sonucu meydana gelen bu darbede Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes ve hükûmet üyeleri tutuklanmıştır. Demokrat Parti’nin milletvekilleri ve birçok üyesi de cuntanın gadrine uğramaktan kurtulamamıştır. 235 general ve 3 bin 500 civarında subay emekliye sevk edilmiş, 147 öğretim görevlisi ihraç edilmiş ve bazı üniversitelerin kapısına mühür vurulmuştur. Birçok hâkim ve yargıç da görevinden el çektirilmiştir.
Milli iradeyi ve siyasi aktörleri yok etmeyi amaçlayan 27 Mayıs cuntası ülkemize, devlet yönetimine ve aziz milletimize karşı her tür acımasızlığın sergilendiği bir darbedir. Darbenin acımasızlığını anlatmak için merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarına yapılan işkenceleri hatırlatmak yeterdir. Menderes ve arkadaşlarının vücudunda sigara söndürme de dâhil her tür işkence uygulanmıştır. Bu insanlık dışı uygulamalar, tahammül sınırlarını aşınca Menderes ve bazı arkadaşları intihar girişiminde bile bulunmuştur. Ve hatta İçişleri Bakanı Namık Gedik intihar ederek darbenin ilk kurbanı olmuştur. Sonuçta darbecilerin emirlerini yerine getiren bir mahkemenin göstermelik yargılamasıyla da Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edilmiştir. Menderes ve arkadaşlarını ölümsüzlüğe taşıyan tarih, idam karalarına imza atanları ise karanlık sayfalarına gömmüştür.
Unutmamalıyız ki, 27 Mayıs’ın ortaya çıkarmış olduğu gelenek, başta milli irade olmak üzere siyaset kurumu üzerinde hep bir tehdit unsuru ola gelmiştir. Nitekim 27 Mayıs’ı, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve son olarak 15 Temmuz izlemiştir. Siyasi iradeyi merhum Adnan Menderes’in akıbetiyle zaman zaman tehdit edenlere bugün de şahitlik ediyoruz. Benzer tehditlerin 15 Temmuz hain kalkışma öncesi çok sık yapıldığını hatırlıyoruz. Darbeye kalkışanların 15 Temmuz’daki acımasızlıklarını ve zalimliklerini de akıbetlerini de hatırlıyor ve hatırlatıyoruz.
Bu düşüncelerle 27 Mayıs ve diğer tüm darbeleri kınıyor, lanetliyoruz. Merhum Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarıyla birlikte, başta 15 Temmuz şehitlerimizi ve darbelerin gadrine uğramış, vefat etmiş insanlarımızı rahmetle anıyoruz. Türkiye’nin darbe gibi karanlık günleri bir daha yaşamamasını; mazlumların hamisi, gönül coğrafyamızın pusulası konumunu sürdürmesini temenni ediyoruz.''