YENİ BİR KİTAP, YENİ BİR YAZAR
Bazı kitaplar var mucidini bekler, o kitap, o yazarın ismine yakışır bir çalışma olur. Yazıya konu kitap, Mustafa Güneş'in yazılarının toplandığı bir deneme kitabı, "Nemrut'un Sineği." Güneş geç başladı ama hızlı bir şekilde fikir ve düşüncelerini anlatan yazılarla yazar camiasında önemli bir yer edindi.
Zaman zaman yazmış olduğu köşe yazılarını bu kitapta, dört ana başlık altında toplayarak okuyucularla paylaşmış. Kitabın ilk bölümünde "Sepetten Çıkan Tarih" derken, bir diğerinin varyantı olan efsane ve efsanelerdeki kahramanları günümüzle buluştururken, şu cümle hayli dikkat çekici; "kısaca insanoğlunun metafizik güçlere inanma eğilimi sürdükçe, her zaman böyle bir efsane yaratıp inandıracak uyanıklar çıkacaktır."
İkinci bölüm deki yazılarını "Bilim, Tarih ve İnsan" adı altında toplamış. Bu başlık altında topladığı yazıları okuyarak dünden bu güne, zulmü ve masumiyeti, gerçeği ve yalanı karşılaştırırken "gerçeklerden korkmayın" diyerek yaşamsal mücadeleyi ortaya koymaktadır.
Üçüncü bölüm de ise; "çeşitli yazılarla ülke sorunları" derken, önemli problemleri ön plâna çıkarmaktadır. Sosyal yaşamda insan ilişkilerinin yoğunlaşması anlamında yazılarla dikkati üzerine çekmektedir. Okunmadan anlaşılmıyor.
"Demokrasi mi" başlığını alan dördüncü ve son bölüm; hukukçu olması hesabiyle dünyayı kuşatan emperyalist hareketleri irdelemektedir. İnsan haklarından idam cezasına kadar yanlışa karşı duruşunu, evrensel hukuk normlarını sayfalarına yansıtmaktadır. "Nemrut'un Sineği" kitabının içindeki denemeler, bir ilk değil; ancak özgünlüğü anlamında hayli önemli... Kitapta öz olarak sunulan konular, başvurulacak bir sözlük, bir ansiklopedi niteliğindedir. Bir gönül borcunu yerine getirmiş olması takdir edilir.
Kendisini yakinen tanıyorum. Ömrünü okumakla geçiren biridir. Bilgi ve birikimini her platformda ifade etmekten çekinmeyen cesur bir yürek... Nemrut yok olup gitmişse de onun düşünce ve zihniyetini taşıyanlar hala aramızda var. Buna karşı İbrahim'i mücadeleyle karşı duranlarda aynı minval düşüncelerini sürdürmektedirler. Tarihten kalma sivrisinekler, bu kez İbrahim'in askeri değil; Nemrut'un askeri olup aramıza sızmışlar. İşte, Mustafa Güneş kalemiyle onlara karşı net tavrını koyarken, bu mücadelede saf tutanların yanında olmuştur.
Yazılan her yazı ana karnına tekme atan çocuğun avaz avaz dünyaya merhaba demesi gibidir. Artık onu sahiplenmek bize düşer. Kitaplaştırılan yazılarla bizleri hayatın çıkmazları ile karşı karşıya getiren, demokrasiyi, demokratik açılımları, özgürlükleri ve insan hakları alanında sorumluluk yükleyen düşünceleriyle beynimizi esir alan, masallardan kurtarıp gerçeklerle bizleri yüzleştirmek gayesi ki bunda emeline varmaktadır.
Kitabın önsözünde, kitaplardan ismini tanıdığım Cennet Bilek'in imzası var. Mustafa Güneş için şunları yazmış; "Ağırlıklı olarak tarihsel varlık anlamında hareket ederek olup bitenleri günümüzün temel problemleri ile ilişkilendirerek kendine özgü fikirler ve bağlantılar kurmuş ve analiz etmiştir." Güneş, sözün izahını, akıcılığı yanında, tarihin derinliğine inip bizleri efsanelerle buluştururken, günümüzde yaşananları akılcı bir üslupla cevap vermektedir. Her konuda önemli ayrıntılara girerek uzun cümleler değil; anlaşılır söz dizimleriyle dünyayı, insanları ve yaşamı gözlemleyen nitelikli bilgilerle bizleri donatmaktadır.
"Nemrut'un Sineği" kitabındaki yazılar; edebiyat dili kullanılmamış olmasa da düşünce sınırlarını zorlayan, fikir, öneri ve eleştirileri ile ufkumuza bir huzme düşürmektedir. Sorgulamalarıyla birlikte; politik boyutta kodlayıcı yorumlarıyla yanlı-taraftar bir siyasetin karşısında çekinmeden karşı duruşu takdir edilir. "Nemrut'un Sineği" ismi efsanevi gelse de benzersiz konularla farklıdanlık oluşturan bir kitap.
Bilgi kaynağı özelliğini taşıyan deneme yazıları dünya edebiyatından geliştiği dönemlerden sonra Türkiye'de yazarlar tarafından benimsenmiş. Bu sürece rağmen fazla ilgi görmeyen bir alan gibi görülse de takdir edilen kitaplar çoğalmıştır. Günümüzde roman, hikâye kadar okunmasa da onlardan geri kalan değildir.
Yazınsal alanda kendi aradığı yeri bulan denemeler, edebiyat eleştirmenleri tarafından ilginç bulunan bir yazı türü olması piyasadaki kitapların varlığından olsa gerek. Deneme yazıların dinamik yapısını, özlü söz dağarcığının, yazınsal ve toplumsal şartların gelişmesine öncülük etmesi, onu güçlü kılmıştır.
Yaşam öyküsüne kayıtsız kalmak mümkün değildir. Özgeçmişi yetiştiği şartlar ve ortamda, okul okumanın zorluklarını görmekteyiz. Kürt bir aileden yetişeceksin, ilkokulu okurken anadilinden kopacak, yeni bir dil öğrenmeye mecbur edileceksin... Kendi yaşantısından alıntılar yaparken, Kürt halkının yaşadığı zorlukları, dayanılmaz çileleri gözler önüne sererek, birlikte ve eşit yaşamanın önerilerini paylaşarak vefa borcunu ödemektedir. Bölgemizin dört bir yanında böyle olmasına rağmen, rahmetli babası yaşamın ne olduğunu bilen ve geleceği gören biri olduğu çocuklarını okutmasından anlaşılmaktadır.
Ruhanews.com