5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, düşük karbon ekonomisine geçiş için 2030 yılına kadar şirketin tüm süreçlerindeki doğrudan emisyonları yüzde 60 azaltmayı ve bu kapsamında toplumun çevre bilincini artırmayı hedeflediklerini ifade etti.

“Atıksız yaşam, yeşil gelecek” mottosuyla gelecek nesillere sürdürülebilir bir yaşam bırakmayı hedefleyen Hifyber; iklimlendirme sistemlerinde, endüstriyel filtrasyonda, ve yüz maskelerinde kullanılmak üzere geliştirdiği “Nanofiber Filtre Medyası”nı çevreye duyduğu sorumluluk bilinci ile doğada çözünebilen hammaddelerden üreterek, ürünlerinin çevresel etkilerini azaltmayı hedefliyor.

Hızla artan dünya nüfusuna paralel olarak yaşanan kentleşme ve sanayileşmenin çevresel sorunları da beraberinde getirdiğini belirten Hifyber Genel Müdürü Ahmet Özbecetek, 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında çevreyi ve insan sağlığını korumak üzere yürüttükleri çalışmaları paylaştı:

“Çevre bilincini artırmayı hedefliyoruz”

“Küresel iklim değişikliğinin etkilerinin hızla artması nedeniyle çevresel düzenlemeler giderek önem kazanıyor. Biz de Hifyber olarak sürdürülebilir gelecek için çalışmalarımızı; çevreyi, insanı ve inovasyonu odağımıza alarak yürütüyoruz. AR-GE’den lojistiğe kadar tüm süreçlerimizi, çevresel etkimizi en aza indirecek şekilde kurguluyoruz. Bu kapsamında; toplumun karbon salınımını düşürmeyi ve çevre bilincini artırmayı hedefliyoruz.

Doğada çözünebilir filtrasyon medyası

Çevreye duyduğumuz sorumluluk bilinci ile; endüstriyel filtrasyonda, iklimlendirme sistemlerinde ve yüz maskelerinde kullanılmak üzere geliştirdiğimiz “Nanofiber Filtre Medyasını” doğada çözünebilir hammaddelerden üretiyoruz. Cam elyafı içermeyen, nanofiber kaplı antibakteriyel-antiviral özellikte ki fitre kumaşı ile ortam havasında bulunan; mikroorganizmaların, toz ve alerjenlerin giderilmesini sağlayarak, güvenli yaşam alanları sunuyoruz. Nanofiber yapının sağladığı yüksek hava geçirgenliği sayesinde endüstriyel filtrasyonda ve iklimlendirme sistemlerinde kullanılan fan motorlarında enerjiden yüzde 30 tasarruf sağlıyoruz. Fan motorlarının daha az enerji ile çalışması sayesinde de karbon emisyonunu azaltıyoruz” dedi.

Maskeler, atık sorununa dönüştü

Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadelede bireysel tedbirlerin başında gelen maskelerin de pandemi sonrasında tüm dünyada ciddi bir atık sorununa dönüştüğünü belirten Ahmet Özbecetek, sözlerine şöyle devam etti:

 “Pandemiyle birlikte dünya genelinde yaygın olarak kullanılan maskelerin yüzde 90’ı uzun ömürlü plastik malzemelerden üretiliyor. Kullanım sonrası rastgele çevreye atılan bu maskeler, 450 yıl doğada kalarak; doğayı, canlıları ve insan yaşamını tehdit ediyor.

Çevre dostu bir yaklaşım

Hifyber olarak maskelerin çevresel bir tehdit oluşturmasını önlemek amacıyla yaklaşık bir yıl süren AR-GE çalışmalarımızın sonunda geliştirdiğimiz “HF-BIO60 yüz maskesi filtrasyon katmanı” ile çevre dostu bir yaklaşım benimsiyoruz.

EN13432 standardına uygun olarak kontrollü koşullar altında, yüksek teknoloji nanofiberlerle birlikte biyolojik olarak parçalanabilen ürünümüz ile; çevre dostu bir şekilde yaşamak, bireysel karbon ayak izini azaltmak ve gezegenimizi korumak isteyen herkese yardımcı olarak, sürdürülebilir yaşama katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda düşük karbon ekonomisine geçiş için 2030 yılında tüm süreçlerimizdeki doğrudan emisyonları yüzde 60 azaltmayı hedefliyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Hibya Haber Ajansı