Putperestlik ve Şirk…

Biz insanoğulları beynimizde yarattığımız düşüncelerin sorunsuz çözüm olduğunun düşüncesine varabiliriz. Bazen insanlar anladıklarının yanlışsız çözüm, gerçek kanıt, kesin doğruluğunun olduğunu düşünebilirler. İnsanoğlu araştırmaya meyilli olmalı dış fikirlere açık olmalı “bu bana atamdan kalmıştır kesin doğrudur” fikrine varmamalı her yanlışın içinde doğru her doğrunun içinde yanlışın olma ihtimalinin olduğunu bilmeli.

2468 kez okundu.
Putperestlik ve Şirk… Advert

Yani doğruluğun yanlışa yanlışın doğruya tekabül etme hususunun olabileceğini bilmeli.

 

Misal putperestlik. Tabi ki buna ilişkin usta Ali şeraiti bir yazısı vardır. Hemen size sunayım; Putperestlik şirkin eş anlamlısı değil, tarih boyunca halkın genel dini olarak bilinegelmiştir ki bunun biçimlerinden biri de putperestliktir.

Bu nedenle putperestlik put ya da çeşitli eşyalar yontmak ve inşa etmektir.

Bu putlar ve eşyalar, şirk dininin takipçileri için kutsaldır.

 

Yani bu putların ya Allah ‘ ın kendisi olduğu inancındadırlar ya da bunların Allah’ın  vekilleri ve ona ulaşma vasıtları olduğuna inanırlar. Netice itibariyle bu ilahlardan birinin hayatlarının bir kısmına müdahil olduğuna, dünyada olup biteni etkilediğine inanırlar. Kısacası putperestlik şirk dininin çeşitlerinden biridir.

 

Ancak Kur’an bu kesime ( müşrik ve putperestler )saldırdığı ya da onlarla diyaloga girip onları eleştiriye tabi tuttuğu zaman; onlarla daha genel ifadeler kullanarak konuşur.

 Acaba neden ? Zira Kur’an , şu anda zihnimizde var olan “İslam sadece o dönemde var olan putperestlikle mücadele etmiştir” gibi yanlış bir anlayışı ortadan kaldırmak ve İslami hareketin geçmişteki diğer tevhidi hareketlerde olduğu gibi amacının şirkin her türlüsünün –putperestlik dahil- kökünü kazımak olduğunu vurgulamak ister.

Oysa biz şirk dininin bizim anladığımız şekliyle sadece putperestlik olduğunu düşünüyoruz. “ De ki : siz kendi yontuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? “(37/ saffat suresi 95). Peki, insanoğlu tarih boyunca yeryüzünde sadece kendi elleriyle taş ve tahtadan yonttuğu putlara mı taptı ? Kesinlikle değil.

Genel anlamıyla şirk dini, beşer tarihi boyunca çok sayıda maddi ve maddi olmayan biçimlerde tecelli etmiş ve etmektedir.

Bu biçimlerden biri olan putperestlik Arap ve Afrika cahiliye dönemlerinde olduğu gibi var olagelmiştir. “kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? “ ibaresi, genel bir kuraldır ki şirk dinindeki tapma olayının keyfiyetini ve mahiyetini ifade eder.

 

Bu şirk dini, tarih boyunca hep var olmuştur ve adım adım tevhit dini ile birlikte günümüze kadar gelmiştir, gelmeye devam etmektedir.

 

Hiçbir zaman İbrahim ‘in ya da İslam’ ın gelmesiyle yok olmamıştır. Bilakis şimdi de varlığını sürdürmektedir.

Put, kişinin Allah’ın dışında hayatının amacı kıldığı maddi-manevi her şeydir ve putları bu yönleriyle hayatın amacı kılmak da şirktir. Put sadece tapılan bir takım nesneler değildir. Eğer hayatın amacı haline gelir ve insanı Allah’a isyana sevkederse, yerine göre makam, para, kadın veya insanlar için değerli herhangi bir şey insanlar için put olabilir.

Kur’an-ı Kerim’in açıkladığı şirk çeşitlerinden birisi de putlara ibadet şeklinde ortaya çıkan tapınmadır. Putlar çeşit olarak çok fazla olmakla beraber, genel olarak iki kısımda mütalaa edilebilir:

 

1-İnsan, hayvan, kuş veya bunların karışımı bir şeklin; ağç, taş ve madenden yapılarak tapınılması biçiminde ortaya çıkan ilkel putçuluk. Bu tür putlara sanem veya vesen adı verilir.

2- Herhangi bir şekil düşünmeksizin kafalara, gönüllere, kalplere dikilen veya tâbi olunan putçuluk. Bu tür putperestliğin görüntüsü daha moderndir. Sanem veya vesen dediğimiz ilk maddedeki putlar, tapanların nazarında tabiat üstü yüce bir gücü ve kuvveti temsil ettikleri için putperestler, bu güç ve kuvvetin tapındıkları putlarda gizli olduğuna inanırlar. Bu bağlamda her putun veya putçuluğun ilgili bulunduğu bir efsanesi, tahrif edilmiş tarihsel bir mitleştirmesi vardır. Bu putların bir kısmı iyiliği, bir kısmı şerri, bir kısmı ucuzluğu, düşmandan kurtuluşu, bereketi vs. yi temsil eder.

İslam tarihçilerinin kaydettiklerine göre, putperestlik, İslam’dan önce Arap yarımadasında oldukça yaygındı. Denilebilir ki, Arabistan’da putçuluğun bütün çeşitleri olmakla beraber, daha çok birinci maddede belirtilen putperestlik yaygındı. Kâbe’nin, putperestliğin sergilendiği bir yer olarak gerçek amacından saptırıldığını görüyoruz. Peygamberimiz (s.a.v.) Mekke’yi fethettiği zaman Kâbe’ye girmiş ve orada Peygamberlerin resimlerinin bulunduğunu görünce, bunların ortadan kaldırılmasını emretmişti. Ayrıca Kâbe’de herbiri farklı kabile ve şahıslara ait olan ve değişik şeyleri temsil eden 360 putu görünce, onların da kırılmasını emretmişti.

 

Putçuluğun her çeşidine karşı çıkan ve putlara tapınmanın kötülüğünü en beliğ biçimde ortaya koyan Kur’an-ı Kerim ayetleri, insanoğluna, yaratıcının sadece Allah olduğu fikrini ve putları, heykellerin de yaratıcı değil; yaratık olduğu düşüncesini aşılama sadedinde deliller sunar. “Siz, elinizle yonttuklarınız (putlar)a mı tapıyorsu-nuz? Oysa sizin de, bütün taptıklarınızın da yaratıcısı Allah’tır.” (Saffat, 95-96)

 

Yazar/Nur Gülistan Dodanlı

 

Siyaset urfa haber mhp chp akp hdp politika Ortadoğu savaş ölü yaralı mülteci kayıp infaz çocuk siyaset urfa haberler urfagöndemi gaphaberleri ruhanews
Yorum Yap
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Bakan Tunç: Türk yargısından kaçmak olmaz
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum
Davutoğlu: Erzincan Başbağlar’da katledilen 33 masum canımızı rahmetle anıyorum