AKP'nin Kürdistan'da yürürlüğe koyduğu topyekûn imha savaşı derinleşirken, başından beri gelişen geniş savaş ittifakı ve medyanın bu duruma itirazsız dahil olmasına rağmen direniş kırılamıyor. Yapılan bütün kirli propagandaya rağmen istediği sonucu ve algıyı yaratamayan AKP hükümeti, basına yeni "savaş ayarı" çekti. Son olarak Pazar günü yandaş basının yanı sıra merkez medya sahipleri ile de bir araya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, "terörle mücadele" adı altında basının nasıl rol oynaması gerektiği konusunda talimatlarda bulundu.
Savaş konusunda mutabakata varıldı
Yaklaşık 2.5 saat süren toplantıda "terörle mücadele", demokratikleşme süreci, yeni Anayasa, AB süreci ve siyasi reformlar ile ekonomi başlıkları üzerinde durulduğu bildirilirken, katılımcılar arasında yapılan toplantıların devamı konusunda genel mutabakata varıldığı açıklandı. Toplantıya aralarında hükümetin hedefe koyduğu Doğan Grubu temsilcilerinin yanı sıra Ciner Grubu, Doğuş Yayın Grubu ve yandaş medya temsilcileri katıldı.
Toplantının etkisi saatler geçmeden hayata geçirildi
AKP'nin savaşına tam destek veren ve bunu medya üzerinden yürüteceği mutabakatının sözünü veren savaş medyası üstlendiği kirli savaşı saatler geçmeden Cizre'de "60 terörist etkisiz hale getirildi" başlığı ile servis etti. TRT'nin yayınladığı haberi daha sonra Başbakan Ahmet Davutoğlu toparlamaya çalışırken, Abdulkadir Selvi, Serpil Çevik gibi isimlerde "edindikleri bilgilerle" Cizre'de savaşın süreceğini ve bunun da "insan yaşamına verilen önemden" kaynaklandığını savunan yazılar kaleme aldılar.
Her kritik dönemde benzer toplantılar yapılıyor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, 2010'da demokratik açılım toplantıları kapsamında medya genel yayın yönetmenleri ile bir araya gelmişti. Erdoğan "terör" adı altında medya yöneticilerinden yeni döneme ilişkin destek istemişti. Erdoğan daha sonra 2011'de de medya yöneticileri ile bir araya gelmiş ve "terörle mücadele"ye karşı topyekûn birlik çağrısı yaparak yeni bir dönem başlattığını duyurmuştu. Yine 2014'de de aynı kapsamda bir toplantı gerçekleştiren Erdoğan, çözüm süreci, Türkiye'nin etrafındaki gelişmelerle ilgili değerlendirmeler, paralel yapıyla mücadele, AB sürecini daha dikkatli, adımların daha hızlı atılması konusunda bir takım değerlendirmelerde bulunmuştu.
Eskiden ayarı askerler verirdi
Gazeteci Hasan Cemal, daha önce askerin gazetecilerle yaptığı toplantılara dikkat çekerek, Kürtler isimli kitabında buna ilişkin değerlendirmelerde bulunmuştu. Nisan 1992 tarihinde yapıldığını belirttiği ve kendisinin de katıldığı bir toplantıda Cemal, askerlerin savaşın nasıl tanımlanması gerektiği, askerin merkez medyada çalışsa bile Kürt kökenli gazetecilere güvenmediğini ve savaşta basın faaliyetlerinin de vatani bir görev olarak tanımlandığını dile getirmişti.
Geçmişte basınla yapılan toplantılarda dikkate alındığında, AKP hükümeti denetimindeki yaygın medya gücünü, muhalif basını sindirmesine, TRT'yi kendi yayın organı gibi kullanmasına rağmen, Kürdistan'daki savaşta istediği sonucu alamadığı için benzer girişimlere girdiği görülüyor.
'Medya savaşın önemli bir parçası olarak planlandı'
Çağdaş Gazeteciler Sendikası (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Pazar akşamı Davutoğlu'nun yandaş medya yöneticileri ile yaptığı toplantıyı değerlendirdi. Abakay, şu açıklamalarda bulundu: "Yapılan toplantı ve sonrasında meydanın attığı manşetler gösteriyor ki medya savaşın önemli bir parçası olarak devreye konulmuş durumda. Toplantı ile medya bir kez daha savaşın ana unsuru haline geldi. Öldürülen insanlar var, devlet terörü var; bütün medya kuruluşları iktidarın denetiminde olduğu için büyük bir yanıltma, halkı aldatma, manipüle etme içerisine girdi. İktidarın savaşını sürdürmesinin önemli bir ayağı olarak medya kullanılıyor.
'Yandaş medya kaybedecek'
Medya savaş kışkırtıcılığı yapıyor. Savaş propagandasının önemli aracı TRT ve diğer medya kuruluşları önce katledilen insanların sayısını 60 dediler, sonra bunun bir kitlesel devlet terörünün olduğunu bildiği için sayıyı 30'a düşürdüler. Devlet terörü olağan bir şekildi gösterilmeye çalışılıyor. Onun için iktidara teslim olan medya kuruluşları attıkları başlıklar nedeniyle tarihte kaybettiler, bir kez daha kaybetmeye mahkûm olacaklar. Ne yazık ki medya sorumsuz ve savaşçı ve ırkçı bir politika izliyor. Yapılan toplantı ile medyanın savaşın bir parçası haline gelmesi planlandı."
(diha)
