Ama heyecan, Cizre başta olmak üzere son bir kaç aydır bölgede yaşanan çatışmaların gölgesinde yaşanıyordu.
Cizre'de yaşananları protesto etmek üzere üç günlük 'hayatı durdurma, direnişi büyütme' eyleminde yine olaylar vardı. Polis müdahalesinde bir genç hayatını kaybetti.
Diyarbakır ve ilçelerinde fırın ve eczaneler hariç, esnaf kepenk açmadı.
Koşuyolu’nda toplanan yaklaşık 5 bin kişilik grup Ofis İstasyon Meydanı'na yürümek istedi. Ancak Koşuyolu ve Batıkent caddelerinde görülen çok sayıda TOMA ve zırhlı araç yürüyüşe izin verilmeyeceğinin işaretiydi.
HDP milletvekilleri Dirayet Taşdemir ve Sibel Yiğitalp, DBP ve HDP yöneticileri ile birlikte kitleye öncülük ediyordu.
Katılımın kentteki önceki eylemlerle karşılaştırıldığında düşük olması eylemi düzenleyenlerin yakınmalarına neden oldu.
'Yeter artık'
Abdullah Nergiz, Cizre'ye gitmek üzere 15 gün önce İstanbul'dan Diyarbakır'a geldiğini anlatıyor:
"İstanbul'dan bakınca ne olduğu anlaşılmıyor. Ne oluyor, ne bitiyor bilmiyorsunuz. Bunun için gelip kendi gözlerinizle görmeniz gerekiyor" diyor.
Kürt sorununun çözümü için devletin yıllardır bir aldatma politikası izlediğini savunan Abdullah Nergiz, "Buna rağmen Kürtler barış sesini yükseltmeye devam ediyor.
Cizre’de bir katliam vardı, insanlar bir bodrum katında mahsur kalmıştı. Biz de oradan dört otobüs geldik. Durumun belirsizliği devam ettiği için ben kaldım. Bugün protesto yapılacağını duyunca da destek vermeye geldim" diyor.
Parkın içinde bekleyenler arasındaki yaşlı bir kadın ise “Polis ve asker annelerine sesleniyorum. Buradan bizim dur dememizle ne bizim gençlerin ne de onların çocuklarının ölümüne engel olabiliyoruz. Çocuklarımız öldüğünde ben ne yapayım vatanın sağlığını, yeter artık, Batı'daki anneler de bu savaşa dur demeli artık” diye tepki gösteriyor.
Bir diğer kadın ise "Cizre’deki yaralı gençlerin katledildiğini söylüyorlar. Yüreğim parçalandı. Yazık değil miydi, hepsi anne evladı. Bu zulüm değil mi?" diye soruyor.
TOMA'ların müdahalesi
Polisler kalabalığın dağılması için anons yapıyor, ancak kalabalık yürüyüşte ısrarlı. Polisten ise "Dağılın, yoksa müdahale edeceğiz" uyarısı geliyor.
HDP milletvekilleri yürüyüşte ısrar edince Koşuyolu ve Batıkent caddelerinde bekleyen TOMA'lar parktan çıkmak üzere olan grubun üzerine tazyikli su sıkıyor. Akreplerden de parka biber gazı atılıyor.
Kalabalığın bir bölümü Ofis’e diğer bir bölümü de Bağlar tarafına koşmaya başlıyor.
Biraz sonra polis kalabalığı dağıtıyor, ama Ofis tarafında Konuk Evi önünde kalabalık tekrar toplanıyor. TOMA'lar, Ofis alt geçidini tek yönlü kapatarak Konukevi önündeki kalabalığın olduğu tarafa doğru su sıkıyor.
Ofis Ekinciler Caddesi'nin köşesinde bekleyen birkaç kişi de TOMA'ları izliyor.
'Dilimizde tüy bitti'
Üç gençle konuşuyorum. Koşuyolu’ndan buraya gelmişler.
Onlar da katılımın az olduğunu söylüyor.
“Düşünün Cizre’de ve Sur’da katliamlar oluyor ama Avrupa bizden önce ayağa kalkıyor. Oysa herkes ayağa kalkmalıydı” diyorlar.
Diğer arkadaşı daha radikal, şunları söylüyor:
“Bu olay, tencere ve tava ile tepki göstermeyi aştı. Barış diye diye dilimizde tüy bitti. Barış söylemi TOMA'yı durdurmuyor. Bu yüzden de insanlar yürüyüşlere destek vermiyor.”
O sırada birinin telefonuna mesaj geliyor. Maçın sonucunu arkadaşlarına söylüyor. Amedspor, Fenerbahçe karşısında 2-1 önde...
Gençler, Amedspor'a ve futbolcu Deniz Naki’ye verilen cezaları eleştiriyorlar.
"Maçta (Bursaspor karşılaşmasında) spiker Amedspor'un adını ağzına almamak için 'Onlar' dedi. Aslında bu genel durumun özeti. Varlığımızı kabul etmiyorlar. Hangi barış ve kardeşlikten söz edelim ki?" diyor.
'Stada almadıkları yetmedi'
Gençlerin söylemlerinde artan radikallik dikkat çekici.
Taksiyle maç için stadın etrafında toplanan gençleri izlemeye gidiyorum. Amedspor izleyicilerin atmış olduğu sloganlardan dolayı ceza almıştı, ama bu ceza stadın etrafındaki kitleyi etkilemiş görünmüyor.
Stadın etrafında 300'e yakın çocuk ve genç, maçın skorunu takip etmeye çalışıyor.
Attıkları sloganlardan biri de, "Bijî berxwedana Surê (Yaşasın Sur Direnişi)".
Stada vardığım sırada Amedspor ikinci golü atıyor, maçta beraberlik var.
Gençler gol sevinciyle tellere doğru koşunca polis havaya plastik mermi sıkıyor.
Kalabalıktan birkaç çocuk polise taş atınca TOMA'lar harekete geçiyor.
Birkaç dakika sonra Amedspor üçüncü golü atıyor. Biber gazına ve tazyikli suya rağmen Amedspor taraftarı gençler ve çocuklar sevinç çığlıkları atıyorlar.
Polis, çocukları ve gençleri stadın etrafından dağıtıp bölgeden uzaklaştırıyor.
Dağılan gençler “Stada almadıkları yetmedi, dışarda sevinmemize de izin vermediler” diyerek tepki gösterip uzaklaşıyorlar.
Maç 3-3 bitiyor.
Bu sırada, Ofis'te başlayan ve Bağlar’da devam eden protesto gösterileri sırasında 1999 doğumlu Mahmut Bulak adında bir gencin kafasından vurulduğu ve hastanede hayatını kaybettiği haberi geliyor.(bbc.com)