Meclis'te görüşülen 2016 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmeleri sürüyor. Bugün Cumhurbaşkanlığı, TBMM Başkanlığı, Sayıştay, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Başbakanlık ve bağlı kurumların bütçesine ilişkin yapılan görüşmelerde CHP ile AKP'liler arasında sık sık tartışmalar yaşlandı.

CHP grubu adına söz alan Özgür Özel, ölüm yıldönümünde eski Başbakan Necmettin Erbakan'ı "rahmetle ve minnetle andıklarını" söyledi. Konuşmasında yine bugün doğum günü olan Deniz Geçmiş'i doğum gününü de kutlayan Özel, Deniz Gezmiş'in bir büyük devrimci olduğunu ve "Türkiye'de devrim maratonun en güzel 100 metresini koşan" bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi.

Gezmiş'i "bağımsızlık ve özgürlük meşalemizdir" sözleriyle tanımlayan Özel, CHP Gençlik Kolları'nın Gezmiş için attığı "Vatan onu parsel parsel satanların değil, onun uğruna dar ağaçlarına tekme atanlarındır" şeklindeki twitti paylaştı.

Özel, sonrasında ise TBMM bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, TBMM'de taşeron işçiliğin bir utanç olduğunu belirterek, "Guantanamo'yı anımsatan tek tip elbise giydirilen taşeron işçiler var. Cephe selamı öğretilmiş, Başbakanı, Bakanları gördüklerinde saklanıyorlar" dedi. Özel, güvenlik için yapılan arayışlar için işse "İnsanların emeğin hakkını verin, liyakata önem verin herkes işini dört dörtlük yapar" ifadelerini kullandı.

Meclis'teki danışmaların fazladan çalıştırıldığını da söyleyen Özel, "Başbakanlığın, danıştıkları, danışmadıkları, tanışmadıkları gibi 3 tip danışman kadrosu var. O tanışmadıklarının bütçesini emekliye verin sorunlar çözülür" diye konuştu.

Özel, devletteki israflara da dikkat çekti. Başbakanlık lojmanlarına önce mantolama yapıldığını, ardında da içinde oturulmadan yıkıldığını söyleyen Özel, "O işe ne kadar bütçe verdiniz ve kime yaptırdınız?" sorusunu yöneltti.

'Yargı kaleş bir silaha dönüştü'

Onun ardından kürsüye çıkan "Doğu ve Güneydoğunda adı konmamış bir savaş var, Adana'da şehit törenlerine taziyelere yetişemez olduk" diyen CHP Adana Milletvekili Elif Doğan Türkmen de, Sayıştay raporlarının Meclis'e gelmediğini ve denetime açılmadığına dikkat çekti. Türkmen, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün açıkladığı "yolsuzluk" raporunda, Türkiye'nin ikinci sırada yer aldığını da söyledi.

 

'Yargıdan bugün kalleş bir silaha dönüştü'

CHP'li Murat Emir ise, AKP iktidarında yargının silaha dönüştürüldüğünü belirterek, "Yargıdan silah olur mu? Olur, bugün yargı bir silahtır, hem de kalleş bir silahtır. Çünkü sizi arkadan vuruyor" sözlerini sarf etti.

CHP'li Haydar Akar'ın, "Bu ülkede yargı bağımsızlığı yok, düşünce özgürlüğü yok, Başbakan yok, tarafsız bir cumhurbaşkanı yok, vatandaşın can güvenliği var mı? O da yok. Seçimlerde biz gelmezsek kaos gelecek dediniz, bildiniz kaos geldi bu kaosun adı da AKP'dir" sözleri ise Meclis Genel Kurulu'na tansiyonu yükseltti. Akar, Cumhurbaşkanın kullandığı örtülü ödeneğe bin TL bütçe ayrıldığının görüldüğünü, oysa Cumhurbaşkanlığının örtülü ödenekten 1 katrilyondan fazla harcama yaptığını ve bu rakamın 12 kat arttığını söyledi.

Bakan örtülü kandırmacayı kabul etti

Örtülü ödeneğe ilişkin eleştirileri cevaplandıran AKP'li Lütfü Elvan ise bu gösterilen resmi bin TL'lik bütçenin "iz bedeli" olduğunu ve bunun daha önceki uygulamalarda da bu şekilde olduğunu savundu. "Çünkü ne kadarlık bir harcama yapılacağı tahmin edilmediği için iz bedeli ödenek ayrılmıştır" diyen Elvan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na "kaçak" denilmesine de tepki gösterdi. Elvan, "Bu kulliyenin iskan ruhsatı alınmıştır. Kaçak olduğu iddiaları asılsız ve hukuki mesnetten yoksundur" şeklinde konuştu.

Elvan'ın bu sözlerine CHP'li Özgür Özel, "Atatürk Orman Çiftliği, SİT alanıdır, ama Ankara Büyükşehir Belediyesi oturma kararı vermiştir. Bu yasal olduğu anlamını taşımaz. Asıl olan yargı kararıdır" diyerek yanıt verdi.

Bunun üzerine bir kez daha söz alan Elvan, Saraya ilişkin açılan 27 davadan 24'ünün lehe karar ile açıklandığını belirtirken, diğer 3 davaya ilişkin ise herhangi bir açıklama yapmadı. 

Sık sık araya giren ve vekillerin Erdoğan'a yönelik eleştirilerini cevaplandıran Meclis Başkan Vekili AKP'li Ahmet Aydın ise, rica minnetle Erdoğan'ın devletin başı olduğunu ve ona göre eleştiriler yapılması gerektiğini söyledi.

Gezmiş'in idamında CHP'nin katkısı var!

CHP Milletvekili Şenal Sarıhan da yaptığı konuşmasında "arkadaşım" dediği Deniz Geçmiş'i andı. Bu sırada konuşan AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ise bir belge çıkararak, Deniz Gezmiş'in idam edilmesine ilişkin yapılan Meclis oylamasına 30'dan fazla (32'si) CHP'li vekilin katılarak idama onay verdiğini söyledi.

Buna sözler üzerine bir kez daha söz olan Özgür Özel, CHP'nin grup tavrında hiçbir sorun olmadığını savundu.

Özel'in konuşmasına cevap veren Bakan Numan Kurtulmuş da "Hala İdam cezaları TBMM üzerinde bir kara leke olarak duruyor, Menderes, Gezmiş'in, 12 Eylül idamlarından rahatsızsanız, 4 parti olarak idamın yarattığı sonuçları ortadan kaldıralım" çağrısında bulundu.

Yaptıklarımız birilerini öfkelendiriyor

CHP'li Tuncay Özkan ise ilginç bir konuşma yaptı. Özkan, hükümet sıralarına dönerek, "İdam cezasını koalisyon kaldırmamış olsaydı, siz beni asmıştınız. Çok şükür ki dünya konjonktürü ve daha önceki koalisyon hükümetleri bu kararı kalmıştır" dedi.

"Meşruiyetin temeli hukuktur, hukuk üretmeyen toplumlar ilkel toplumlardır, bunlar faşist toplumlardır" diyen Özkan, "Ülkenin güvenliğini, siyasetini adaletini ve bağımsızlığını sağlayamazsanız, silivri 10 bin 500 kişilik bir toplama kampıdır. Oradaki aktörlerin değişmesi önemli değildir" dedi. Özkan, Erbakan'ın tutuklandığı zaman kendisine avukatlarını gönderdiğini ve tutuklu kaldığı sürede onlarla yazıştığını da belirterek, şunları söyledi: "Cumhuriyet mitingleri sırasında onları kızdırdığımı ve korkuttuğumu fark ettim hepsinden tek tek özür diledim. Bugün birçok kimseyi korkutuyoruz."

Özkan daha sonra Kurtulmuş'a dönerek, " 'İmralı'da kitapçı doğru mudur?' diye size sordum. Bu görüşmelerin yasal zemini yoktur dediniz.  Yasal zemini olmayan bir şey nasıl yaparsınız. O tutanaklarda bir yasadan bahsediliyor o yasa daha sonra bu Meclis'ten geçti" diye konuştu.

 

IMC'yi faşistçe bir kararla kapattınız

CHP'li Atila Sertel ise RTÜK bütçesine ilişkin konuştu. Sertel, yapılan haksızlıkları eleştirerek, "En son IMC Tv'yi kapattınız. Üstelik haksız hukuksuz bir kararla. Her ay 22 bin 500 dolar bedel ödeyen IMC Tv'yi kapattınız. (Kurtulmuş'a dönerek) Sayın Bakan, IMC Tv'nin haksız, hukuksuz ve faşist bir kararla kapatılmasına göz yumdu" dedi.

Bütün kamu kurum ve kuruluşu atamalarının Bilal Erdoğan tarafından yapıldığını belirten Sertel, "Buradaki vekillerin hepsini toplasan bir Bilal yapmıyor" diye konuştu.

Can Dündar yeniden tutuklanacağı iddiası

CHP'li Barış Yarkadaş da tutuklu DİHA muhabirlerinin de aralarında yer aldığı cezaevinde bulunan 32 gazeteciyi andı. Yarkadaş, Can Dündar ve Erdem Gül'ün Anayasa Mahkemesi'nin aldığı karardan sonra serbest bırakıldığını belirterek, "Bunun hemen ardından Bülent Arınç'ın 'troliçe' dediği ahlaksızlar harekete geçti ve Can Dündar'ın önümüzdeki salı günü yapılacak olan bir operasyonla cemaatle ilişkilendirilerek yeniden tutuklanacağını yazdı. Bunu yazanlardan birinin Cumhurbaşkanı danışmanlarından biri olduğunu tespit etti. Umarım bunu yapmazsınız, altında kalırsınız, sizi uyarıyorum" dedi.

Sur'da toplu idamlar var

HDP Grup Başkanvekili  Çağlar Demirel de konuşmasında Deniz Gezmiş'i ve mücadele arkadaşlarını doğum günü vesilesiyle andı. Demirel, "Onların söylediklerini de hatırlamamız lazım. Deniz Gezmiş ve arkadaşları 'Yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği' diyorlardı. Onu diyen siyasetçilerimiz bugün cezaevlerine atılıyor. İdam kalktı ama aynı sistemle arkadaşlarımız yargılanıyor. Evet idam kalktı ama Sur'da bir katliam yaşanmak üzeredir. 3'üncü ayını dolduran bir abluka ve katliamdan bahsediyoruz. Biz parlamento olarak sessiz kalırken, Avrupalı parlamenterler Davutoğlu'na çağrıda bulunuyor" diye konuştu.

 

(diha)