UNESCO tarafından 21 Şubat 1999 yılında Uluslar arası "Anadil Günü" olarak ilan edilmiş. Aslında buna gerek yok. İnsanlığın var oluşundan bu güne kadar varlığı inkâr edilmeyecek kadar hayatın realitesi olan, her alanında elzem olan dilin ayetlerle tespit edilmiş ve her milletin bir dil üzerine yaratıldığı gerçeğini biliyoruz. Her gün anadilini konuşanlar dillerini kutsamaktadırlar. Kendi dilinden uzaklaşanlar, karşı çıkanlar Allah'ın ayetlerinden uzaklaşmış olurlar.
Her dil kendi toplumuna şekil veren, kültürüne önem katan unsurdur. Onun için dilin kıymetini bilmek ona sahip çıkmak bir mecburiyet, ilahi bir emirdir. Diline sahip çıkma erdemini göstermek herkesin hakkıdır.
Anadil günü kutlamaları salonlarda sessiz ve sakin geçti. Gazetelerde ancak iç sayfalarda rastlayabildik. “Ana Dil Günü” Sadece Kürtler anadil hakkında toplantılar yaparak alanlara indiler. Seslerini duyurmaya çalıştılar. Anadille konuşma, anadille eğitim haklarını savundular. Aslında bu anadil gününde herkes kendi diline sahip çıkmalı, kendi dilindeki eksiklikleri, yanlışlıkları tamamlama becerisi için uğraşmalıdır. Bu aynı zamanda bilim dalına verilen önemdir. Diline değer vererek dilin kirlenmesini önlemek, yapacakları çalışmalarla dile lezzet katma uğraşıdır.
Bu kutlamanın önemi aslında yasaklı dillere dikkat çekmek ve asimilasyonla yok edilmek istenen dillerin yaşaması, saygı duyulması amaç edinmektir. Çünkü yaratan isteseydi tek bir dil yaratırdı. Madam Allah'a iman ediyoruz, o zaman dillerin varlığını ve saygı duymayı da bir ibadet olarak algılamalıyız. Anadil günü nedeniyle Kürtçenin kurmanca lehçesi google'nin çeviri listesinde yer alması yasaklanan dillere verilen değerdir.
Dil kurslarına giderek eğitim olmaz. Anadilden ziyade kursta öğrenilen dil olarak kalır. Ne zamanki eğitim dili olursa o zaman o dil değer kazanmış olur. Ülkemizde Arapça, İngilizce, Fransızca, Farsça vesaire dillerle eğitim görülmektedir. Nedeni “bunların devletleri var” diye savunulmaktadır. Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyetidir. Bin yıldır bu ülkede birlikte kan ve gözyaşı içinde birlikte yaşadılar, kurtuluş mücadelesini birlikte verdiler. Bu birliktelikle düşmanlar bu ülkeden temizlendi. Bu ülke ahde vefa anlamında Kürtlere borçludurlar. Her Türk kadar Kürtlerinde eşit şekilde yaşama hakkı vardır. Tüm özgürlüklerden onlarda nasiplenmelidirler.
Anadil Kürtçede "zımanı zık maki" (ana karnındaki dil) şeklinde ifade edilir. Bunu bu şekilde söylenmesinin nedeni Yaradan'ın ana rahmine düşen cenin dilini önceden belirlendiğinin ifadesidir. Bu özel günlerle hatırlatılmak değil Allah'ın insanlara hediye etmesi anlamında korunması, muhafazası ve sahiplenilmesi gerektiği gibi sonsuzluğa varmasıdır. Milletleri millet yapan, yaşatan, şahsiyet kazandıran, kimlik sahibi yapan dildir.
Anadil eğitimi derken kurs vererek öğretilmez. Anadil eğitimi 4 ile 13 yaş arasında öğrenilir. Bazı kurslarla kimi diller öğretilse de; Kürtçe de öyle öğrenilsin demekle olmaz. Anadilde eğitim temelden başlar. Kendi anadilini ile eğitim görmeyip farklı bir dille eğitim görenlerin söylediği çok önemli bir ifade var. Bir soru karşısında, önce anadilimle düşünüyor, sonra öğrendiğim dille cevap veriyorum. Bu öğrenciler için bir travmadır. İnsanın bilgisinin engellenmesinde ne kadar etkili olduğu izaha gerek yok sanırım.
Anadille eğitim tüm derslerin müfredatını ve hangi millete mensup ise; onu tarihini, kültürünü öğrenmesinden geçer. Eğer Kürtler anadilde eğitim istiyorlarsa tüm eğitim müfredatını Kürtçe olmasını istemektedirler. Kendi değerlerine kıymet veren, başkalarının özeline hakaret etmemeli, ona yaşama hakkı tanımalıdır.
Dilini konuşarak yaygınlaştıran, kendi kökü üzerinde dik durmasını bilindir. Kendi dili ile konuşmak yazmak edebiyata eserler kazandırmaya gayret etmek ırkçılık değildir. Irkçılık bir milletin dilini, kimliğini, varlığını baskı altında alıp, onu inkâr ve asimile etmektir. Bunu yapanlara karşı çıkmak insanlığın gereğidir. Ancak ötelenerek kişiliğini kaybedenler böyle durumlara rıza gösterir. Dillerin sadece kelimelerden ibaret olduğunu değil; dilin bir milletin varlığını tespiti olduğunu bilmeli. Her millet kendi dilinde önemli ifadeler, anlatımlar taşıyarak dilini güçlendirir.
Tüm kelimeleri farklı dillerden alınsa da onu kendi gramerine uydurarak kalıplara koyarak şekillendirir. O halkın özelliliklerini, milli duygularını içinde taşır. Bu gün Türkçenin; Arapça, farsça, Kürtçe den müteşekkille olduğunu, hatta farklı dillerde de bir çok kelime alıp kendi potasında eritmektedir. Bu dili biz yok mu sayacağız. Artık o her alanda şekil bulmuş bir dildir.