Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Memleket Partisi Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında seçim gecesi hakkındaki iddialara cevap verdi.

İnce, basın mensuplarına Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde seçim gecesiyle ilgili yaptığı konuşmayı izlettikten sonra sözlerine şöyle devam etti:

“Bugün bir büyük felaketin yıldönümü. 23 yıl önce bugün büyük acılar yaşadık. O büyük felaketi bizzat yaşamış, akrabalarını, arkadaşlarını, öğrencilerini kaybetmiş birisi olarak kaybettiklerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Tekrar başsağlığı diliyorum. Ama o günden bu yana çokça nutuklar atıldı. Çok genelgeler yayınlandı, çok yönetmelikler çıkarıldı ama binalarımız ne yazık ki yenilenmedi. Üzülerek söylüyorum ki bir büyük felaketle hala karşı karşıyayız. Allah milletimizi daha büyük felaketlerden korusun diyorum.

Türkiye’de ne yazık ki gazetecilik yapılmıyor. Ve bunu gazetecilere söylüyorum. Kamudan gelecek reklamlarla, kamu bankalarından gelecek kıyaklarla, hazineden gelecek kıyaklarla yapılıyor. Bunlara yandaş medya diyoruz. Bir de bunun yanında sol havuz medyası var. Bunlar da hazine paralarından ve belediye kaynaklarından geçiniyor. Bağımsız gazeteciyiz diyorlar. Palavradan ibaret. Hangi belediyeye fatura kestin diye soruyorum. Susuyor, bana hakaret ediyor. “Sarayın muhbiri” diyor. Ya ben sana bir tane soru soruyorum. Sormayacak mıyım bunu?

Gel bana sor, partiyi nereden finanse ediyorsun? Muhasebe bilen herkese partinin kaynakları açıktır. İstediği zaman gelsin, kayıtları açayım, hesabı görsünler. Ben soruyorum. Her ay belediyelere kaçar lira kesiyorsun? Genel merkezlere kaçar lira fatura kesiyorsun? Biliyorum ben bunu. Sormaya da devam edeceğim. Ben sordukça ya susuyor ya hakaret ediyor. Bana iftira atıyor. Seçim gecesi. İşte anlattım seçim gecesini. Çünkü tetikçi, çünkü iftiracı, çünkü yalancı, çünkü sahtekâr, çünkü besleme. “

 

“Ben seçim gecesi yalnız değildim” diyen İnce, seçim gecesinde olanlar hakkında şunları söyledi:

 “Şu anda CHP Grup Başkanvekili Engin Altay yanımdaydı. Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün yanımdaydı. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan yanımdaydı. Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yanımdaydı. O gece yanımda olup rahmetli olanlar var. Başka arkadaşlar var. 50-60 kişiyiz biz, hep birlikteyiz. Şimdi ben diyorum ki ben bu kadar anlattım, inanmıyorsunuz. Ya bu arkadaşlarla birlikte beni kanalına çıkar Merdan. Merdane gibi dönme. İki dakika delikanlı ol. Çağır bu arkadaşları. Bak bunlar CHP’de siyaset yapıyor. Sende gel. Seçim gecesi neredeymişim beraber açıklayalım. Ben varım. Sen bunu yapabilir misin, sen bunu yapamazsın. Korkarsın, patronun parayı keser.

Diğer medya kanallarına sesleniyorum. Merdan bunu yapamaz. Siz Merdan’ı da çağırın. CHP’deki milletvekillerini de çağırın, beni de çağırın. Seçim gecesini konuşalım. Ya bunu yapın ya da şu ağzınızı bir kapatın. İftira atmaktan vazgeçin artık insanlara. Ben açığım arkadaşlar çok net. Hodri meydan, Muharrem İnce burada. Bu arkadaşlarla beraber çıkmak istiyorum. Yönetici bu adamlar. Benim arkadaşlarım. Siyaseten yollarımızı ayırdık diye onları kötülemiyorum, onlara bir şey demiyorum. Beraber çıkalım diyorum.

Suskunluklarını anlamış değilim. Tanju Özcan konuştu. “Yüzde 99 Muharrem İnce’nin anlattıkları doğrudur. Yüzde 1’ini de unutuş olabilirim.” dedi. Diğerlerinden de bekliyorum. Beraber bir basın toplantısı, televizyon kanalı, açık oturum. Hangisi olursa olsun. Tele 1, Halk TV, A Haber, CNN, Habertürk, Fox. Saymadıklarım kızmasın. Hepsine, kimi istiyorsanız. Günün 24 saati. Benim çözümüm bu. Bir daha da konuşma, iftira atma. Yiyorsa, sıkıyorsa çağıracaksın, konuşturacaksın. Benim arkamdan sallamayacaksın.”

“Birisi kamudan alacak, öbürü belediyeden alacak. Yok öyle şey. İkisini birden konuşacağız” diyen İnce, “Bana soru soruyor ama ben derdimi anlatamıyorum. O oradan saydırıyor bana. Ama bana yer vermiyor. Böyle gazetecilik olur mu? Senin iktidar medyasından ne farkın var. Senin hiçbir farkın yok. Hani bugün bir grup başkanvekili açıklama yapmış ya. CHP’ye hakaret edenleri yazıyorum diyor. Zamanı gelince diyor görüşeceğiz. Yani diyor ki; “20 yıldır siz bizi fişlediniz. Şimdi biz sizi fişliyoruz. Görürsünüz bak nasıl döveceğiz sizi.” Ee sen AK Parti olmuşsun. Senin AK Parti’den bir farkın yok. Bunun için mi demokrasi mücadelesi veriyoruz. Bir farkın yok. Türkü yine aynı türkü ne var ki tel değişti, yumruk yine aynı yumruk ne var ki el değişti. Sizin farkınızın olması lazım.

Utanma da yok bunlarda. Gerçekten utanma da yok. Ziraat Bankası’ndan kredi alıp medyanın el değiştirmesini konuşacağız. Kamu reklamlarının paylaşılmasını konuşalım. Ama belediyelerden gelenleri konuşmayalım. İktidardakiler yaptığında bunları konuşacağız. Çünkü demokrasi mücadelesi veriyoruz. Belediyeler? Oraya karışmayın, biz demokratik medyayız, biz özgürüz. Öyle yağma yok, hepsini konuşacağız. Onun için ne Cumhur ne Millet tek yol Memleket diyoruz. Senin hırsızın, benim hırsızım olmaz. Birisi kamudan alacak, öbürü belediyeden alacak. Yok öyle şey. İkisini birden konuşacağız.

Ama üzüldüğüm şeylerde 80 yaşında kendini duayen zannedip profesör olanlar falan böyle. Buralardan beslendikleri için, bu hırsızlık, bu yağma düzenini görmelerine rağmen sesini çıkarmıyor ve destekliyorlar ya. Gerçekten içimi acıtıyor bu. Bu Merdan denilen arkadaşın şöyle bir açıklaması var; “Fon alan gazeteciler bağımsız gazeteci olamaz.” Çok katılıyorum bu açıklamasına. Doğru söylüyor. Peki fon alan gazeteciler bağımsız gazeteci olamaz da belediyelerden beslenenler bağımsız gazeteci mi olur? Haraca bağlamışsınız, her birinin tarifesi var ya. Hangi yürekli belediye başkanı bunlara maaş ödemiyor. Delikanlı olan çıksın ortaya. Adına da maaş demiyorlar. Sözleşme yapmışlar hizmet satın alıyorlarmış. Ücret karşılığı hizmet satın alma. Çok ilginç bir durum. “

“Bunların AKP medyasından bir farkı yok. Parayı verenin düdüğü çaldığı bir medya düzeni bu. Bunu yerle yeksan edeceğiz.” İnce, “Biz bu besleme medya düzenine karşıyız. İster iktidar kaynaklarından, kamu kaynaklarından olsun. Nereden olursa olsun. Bu medya düzenini yıkacağız. Sıkı durun size bir şey söyleyeceğim. Aramızda para topladık. Kurultay için Halk TV’ye reklam verelim dedik. Parasıyla. Reklamımızı yayınlamadılar. Çünkü biz bir kerelik reklam vereceğiz. Arkadaşlar sürekli reklam vereceği için büyük müşteriyi kaçırmak istemiyorlar. Böyle medya olur mu? Sevsinler sizin demokratlığınızı, sevsinler sizin solculuğunuzu. Solcu burada. Solcu olmak dürüst olmak demektir, namuslu olmak demektir. Namuslu olacaksın önce. Tırışka solcular sizi. Yerli olacaksın, milli olacaksın, dürüst olacaksın.

Bu yeni tetikçi televizyonlara RTÜK ceza kestiği zaman bunlara destek oldum. Kitaplarımı bağışladım bunlara yaşasınlar diye. 1 lira almadım kitapların gelirinden. O cumhurbaşkanı adayı olduğum dönemde millet milyonlarca liralık kitap aldı. Yetiştiremiyorlardı basmaya. Yaşasınlar diye yaptım bunu. Kitaplarımı bedelsiz verdim. Biz kim haksızlığa uğrarsa onun yanındayız. Sözcü Gazetesi, Türk Hava Yolları’nın uçaklarına alınmadığınız için size destek oluruz. Alınmalısınız. Halk TV’ye, TELE 1’e ceza kesildiğinde yanlarında olduk. Ama bunlar her şeyi parayla ölçer olmuşlar. Parayı basarsan haber oluyorsun. Şu aralar yeni kurulduk paramız yok. Vereceğiz paranızı, acele etmeyin, yazın kenara vereceğiz paranızı.” dedi.

“Adamı 20 seçimde kazandırdınız ilk kez ben salladım” diyen Muharrem İnce, sözlerine şunları söyleyerek devam etti:

“Adam kazandı.” Adam 20 senedir hep kazanmıyor sanki. Bir tek 2018’de Muharrem İnce aday olunca adam kazandı. Çünkü Muharrem İnce öyle dedi. Ben bunu memleket için bir beka meselesi görüyorum. Çünkü bu zekâ memleket için bir beka meselesidir. Adam 2002’de kazandı, adam 2004’te kazandı, 2007’de kazandı, adam 2009’da yeniden kazandı, adam 2010 referandumunu da kazandı, adam 2011 seçimlerini de kazandı, adam 2014’te kazandı, adam 2015’te iki seçim kazandı, adam 2017 referandumunu da kazandı, ama adam 2018’de Muharrem İnce tarafından ilk kez sallandı. Adam kazandı değil adam sallandı. Onu sallayan adam da burada. 20 seçim kaybetmişler adam kazandı lafını bana bıraktırıyorlar. Adamı 20 seçimde kazandırdınız ilk kez ben salladım.

Bizi izleyenler ya da izleyecek olanlar bir şey söyleyeceğim sıkı durun. Vatan hainliğiyle vatanperverlik yer değiştirir zaman zaman. Atatürk’e fetva çıkardılar katli vaciptir diye, hain dediler. Atatürk bu ülkenin kurucusu. Kenan Evren’e kurtarıcı dediler, Kenan Evren’in rütbelerini söktüler. Adnan Menderes’i astılar sonra anıt mezar yaptılar. Yani kim sarayın adamı kim sarayla mücadele ediyor bunu zaman içinde anlarsınız ama inşallah geç kalmazsınız.

Adamla mücadele ediyormuş gibi yapıp, adama hizmet edenleri umarım önce tanırsınız. Yani gerçekten adamı yenmek istiyorlar mı, istemiyorlar mı? Yaptıklarına bakarsınız! Lütfen iyi düşün. Onun için ben bu meseleyi bir beka meselesi olarak görüyorum. Durumu derinlemesine incelemeyip “adamı kazandıran” ben değilim. Adamı sallayan benim. Ama adama karşıymış gibi yapıp, adamı yeniden kazandırırlarsa o zaman siz kendinizi sorgulayın. Aziz milletimize kızgın değilim, küskün değilim hele beni sevenlere onlar ayrı. Onlara anlatmaya çalışıyorum bu trolleri saymıyorum onlar paralı adamlar.”

Muharrem İnce’nin basın mensuplarına izlettiği seçim gecesi videosundan notlar

“Tarih 4 Mayıs 2018 kendin aday olamıyorsun. Başkasını aday yapıyorsun. Bu kişi aza adayı değil! Cumhurbaşkanı adayı. Çağırış şekline bak. Eski partimin yönetimiyle bir anlaşma yaptık. Onlar billboardlara, televizyonlara reklam verecekler, sandıkları koruyacaklar ve ben de onlar sandıkları korurken miting yapacağım. Ben görevimi yaptım. Cumhuriyet tarihinde 51 günde 107 miting yapan ikinci bir kişi yoktur. Ben görevimi yaptım. Sandıkları da onlara da bıraktım.

Ne olmuş bakın 20 Mayıs 2018 Zonguldak’a mitinge gideceğim, Zonguldak milletvekili beni desteklediği için listeye konulmamış. Bartın milletvekili de beni desteklediği için listeye konulmamış. O ile mitinge gidiyorsunuz ilin milletvekilini listeye koymuyorlar. Neden? Cumhurbaşkanı adayının morali sıfır olsun diye. Ben de bunu millete söylemiyorum. Sesim kısıldı mitingleri iptal edebiliriz diye tweet atıyorum. Anlaşmaya uzlaşmaya çalışıyorum yönetimle. Sonra sesim biraz düzeldi mitingleri yapıyorum diyorum. Mecbur kaldım artık ya çekileceğim ya da devam edeceğim.

Videoda Halk TV eski Genel Müdürü Şaban Sevinç’in “Muharrem İnce’ye mobbing uygulandı Cumhuriyet Halk Partisi’nde. İl il geziyor, günde 3 miting yapıyor. Biz de Halk TV olarak gümbür gümbür yayınlıyoruz. Her şey güzel, konuşulmasın, kapatılsın üstü işte o ayrıldı kendi gitti. O öyle değil kardeşim. Adam kampanya yaparken Genel Merkez çelme takıyor. Ben gördüm yaşadım. Bana Genel Başkan Yardımcısı ‘Muharrem İnce’yi niye bu kadar gösteriyorsun. Başımıza bela mı edeceksin’ dedi. Bir kere değil, iki kere değil, üç kere değil kardeşim.

Bu arkadaşımız Halk TV’nin o zamanki Genel Müdürü. CHP Genel Başkan Yardımcısı telefon açıyor “Bu kadar gösterme Muharrem İnce’yi” diyor. Nasıl sırtımdan hançerliyorlar görüyor musunuz? Görüyorsunuz değil mi?”

24 Haziran 2018 Pazar günü sabah 06.59’da attığı tweeti gösteren İnce, “Sandıkları korumak benim işim bak o sabaha kadar sandığın başında yattığım günleri hatırlayın. “Vicdansızlar yalancılar sahtekarlar” dedi.

Saat 12.44’te oy kullandıktan sonra yayımladığı videoyu gösteren İnce, “Burası Yalova Saffet Çam İlkokulu ben orada oyumu kullanmışım şimdi YSK’ya gidiyorum diyorum. Saat 13.35 tweet atıyorum. Seçmenleri motive etmeye devam ediyorum. Saat 14.52 tekrar uyarıyorum. Gidin oyunuzu kullanın diyorum. Görevimin başındayım. Saat 16.55’te YSK önüne gidiyorum. Arkada benden daha kel bir arkadaş var. O da CHP’nin ve benim avukatım. Ona soru soruyorum. YSK bir hile yaptı mı? 2017’de yaptığı gibi mühürsüz oyları kabul etti mi? Bir sahtekarlık var mı? Soruyorum. O da diyor ki yok. O zaman yoksa ben de 50 bin avukatı çağırmıyorum. Çağıracağım demiştim ya. Ne zaman çağıracağım. Hile varsa çağıracağım. Hiçbir itirazımız yok diyor ben de avukatları çağırmıyorum doğal olarak” dedi.

Saat 17.12 Adil Seçim Sistemine ait twitter hesabından atılan tweeti ekrana yansıtan İnce, “CHP’nin Adil Seçim Sistemi diyor ki seçim sonuçlarını anlık olarak bizden takip edin.

Saat 17.47 uyarıyorum tutanakları almadan sandıkları terk etmeyin diye. 19.19’da “Anadolu Ajansı manipülasyon yapıyor. Moralinizi bozmayın diyorum.” Görevimin başındayım.

Saat 21.19 Sandık görevlisi arkadaşlarım an itibariyle YSK’nın sisteminde açılan sandık sayısı diyorum. Artık YSK’nın sisteminden takip ediyorum. Çünkü CHP’nin sistemi çökmüş. Yani beni satmışlar. CHP’nin Adil Seçim Sistemi, seçim ikinci tura kalmıştır diyor. Neye dayanarak hiçbir şeye. Ellerinde belge yok! Genel Merkez seçim ikinci tura kalmıştır diyor. Neye dayanıyor. Palavra. Elinde belge yok. Dervişin fikri neyse zikri de odur. Görüyorsunuz değil mi?

Saat 01.19 görevimin başındayım. Resmi bir açıklama bekliyorum. Elimde belge yok. Yarın saat 12.00’de basın toplantısı düzenleyeceğim diye tweet atıyorum. Hani bir hafta ortada yoktu diyen sahtekarlar var ya! Her şey ortada bakın. Yanımda o gece Meclis Başkan Vekili, Bolu Milletvekili ve Grup Başkan Vekili var. 50-60 kişiyiz odada. Kardeşlerim, yeğenlerim, avukatlar. Büyükçekmece Belediye Başkanı. Bir tek Tanju Özcan konuştu. Muharrem İnce’nin anlattıklarının yüzde 99’u doğru. Yüzde 1’ini de unutmuş olabilirim dedi. Başka da konuşan olmadı.

Pazartesi saat 11.56’da basın açıklaması yapıyorum. Bunlar beni sattı mı satmadı mı merak ediyorum. Bana diyorlar ki her sandığa gözlemci koyduk. Ben miting yapıyorum. Benim işim sandıklara bakmak değil ki. Yüksek Seçim Kurulu’na yazı yazdım. 12 bin 825 sandığa gözlemci koymamışlar. 4 milyon oyu sokağa bırakmışlar. Arkamdan hançerlemişler beni. Belgesi burada” diyerek konuşmasını sonlandırdı.

Hibya Haber Ajansı