Brezilya donanmasına ait asbestli Nae Sao Paulo dev uçak gemisine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Aliağa’da verilen söküm izni yargıya taşındı.
Dava başvurusu öncesinde yurttaşlar, meslek odaları, sendikalar, barolar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla yapılan İzmir Bölge Adliyesi önündeki basın açıklamasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, gemi için “Geldiği gibi göndereceğiz” dedi.
Gösterilen çevre duyarlılığına vurgu yapan Başkan Tunç Soyer, “Bu şehre hep birlikte sahip çıkmanın gururunu yaşıyorum. Biz ölüm gemisi diyoruz, toksik gemi diyoruz ama düzeltmeye ihtiyaç var aslında. Gelen gemi falan değil. Gemi olma özelliğini tamamen yitirmiş bir kargo geliyor. Zehir, çöp kargosu... Gelen binlerce tonluk bir çöp, zehir. Öncelikle bunu anlamamız lazım. Bu sabah 850 kardeşimizi İzmir’den Afyon’a yolcu ettik. Atatürk’ün ve ordumuzun yürüdüğü güzergahı yürüyecekler. Çünkü bugün büyük zaferin başladığı ilk gün. Emperyalist şimdi zehirleriyle, çöpleriyle işgal ediyor ülkeleri ama geçit yok. Emperyalizme, faşizme İzmir geçit vermeyecek . Geldikleri gibi geri göndereceğiz. Çünkü bu vatanı bize emanet edenler kanlarıyla, canlarıyla, özgürlüğün, barışın ve cumhuriyetin bedelini ödediler. Bir belediye başkanının asli görevi şehrini korumaktır. Diğer vazifeler sonra gelir. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak söz veriyorum. Son nefesime kadar İzmir’in ağacını, denizini, Aliağa’sını korumak için canla başka çalışacağım. O gemiyi hep birlikte buradan geldiği gibi geri göndereceğiz” dedi.
İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de, “Bugün burada Türkiye’nin hasret kaldığı bir ilke şahitlik ediyoruz. İzmir’den bir sivil itaatsizlik hareketi başlattık. Bu çağrı Türkiye’ye ilişkindi. Bugün burada bütün Türkiye’yi temsil eder biçimde meslek örgütü temsilcileri ve sendika başkanları burada aynı çağrıya, aynı talebe ortaklık ediyorlar. Bir taraftan sokağı, bir taraftan mahkemeleri onlara dar etmeye kararlıyız. Her yolu deniyoruz. Bunlardan biri mahkeme. Yarın bu mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı çıkmazsa denizleri de onlara dar etmeye kararlıyız. Hatırlatalım. Onlar da İzmir’de yaşıyorlar İzmir’in zehirlenmesine izin vermemek kendileri için de gerekli bir şey. Gecikmeden karar verilmesi gerekir, savunma hadi alınmadan yürütmenin durdurulması kararı verilmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Asbest yüklü geminin insan sağlığı üzerine etkilerine vurgu yapan Türk Tabipleri Birliği Merkez Komite Üyesi Nursel Şahin, “Bir ölüm gemisi geliyor. Tüm uyarılara rağmen ölüm gemisi brezilyadan yola çıktı. Bu geminin söküm işlerini alan şirket henüz ihaleye girdiğinde geminin zehir envanterini bile yeterince incelememişti. Bakan da bizimle asbestin miktarını tartışıyor. 900 ton 9 ton tartışmalarına gerek yok 9 gram asbeste bile karşıyız. Asbest lifleri ile karşılaştığınızda belki 40 yıl sonra bile kansere yakalanacağımızı biliyoruz gemi sökümlerinin şeffaf olmadığını biliyoruz. Denizde yapılacak bu söküm. Besin zincirlerimize ve havamıza karışarak insanlarımıza gelecek. Doğaya da inanılmaz bir tahribat yaratacak. Bu gemide sadece asbest yok. ağır metaller, gazlar, bo yalar, nükleer serpintiler var. Bunların numuneleri gerekli miktarda alınıp bize bildirilmemiş durumda. İnsan sağlığı, çocuklarımız ve gebelerimiz için son derece tehlikeli. Bu gemide yüz binlerce metre kablo olduğunu söyleniyor hem kurşun hem plastik kirliliği demek bu. Uranyum ile kamplı ve nükleer denemelerin yapıldığı bir gemiden söz ediyoruz. Gemi söküm şirketini umurunda değil bu, tıpkı iktidarın da olmadığı gibi. Hep birlikte bu gemiyi durduracağımıza inanıyoruz” çıkışını yaptı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan ise, “Aslında bugün bir dava açtık buna ilişkin teknik detayları paylaşmak gerekirdi ama başka bir unsurdan başlamak istiyorum. Burada gördüğüm çok farklı bir mücadele var. En başta kadınlar bu ülkenin doğasına sahip çıkmak için mücadele ediyorlar. Emek ve demokrasi örgütleri, sendikalar, STK’lar bu ülkenin doğal güzelliklerinin ranta kurban edilmemesi için mücadele ediyor. Bu ülkeye yapılan en büyük ihanetlerden biriyle karşı karşıyayız. Tedbir kararına rağmen ülkeye sokulmaya çalışılan bir geminin tüm insanlarının sağlığına yönelik çok olumsuz unsurlara rağmen rant uğruna bunun gerçekleştirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bizler bu suça ortak olmayacak. O gemi bu sulardan çıkana kadar mücadeleyi sonuna kadar devam ettireceğiz” açıklamasını yaptı.
Hibya Haber Ajansı