Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Merkez Yönetim Kurulu’na (MYK) yarın sunacağı raporda, kadın kollarının istihdama ilişkin çalışmaları hakkında bilgi verdi. 

Raporda, AK Parti hükümetinin çalışmalarını eleştiren Nazlıaka, şu ifadeleri kaydetti: 

“AK Parti Hükümeti’ne göre, kadınlar evde otursun, anneliği en büyük kariyer olarak görsün, çünkü anne olmayan kadın yarım kadındır. İş arayan bir kadına ‘ne oldu, evdeki işler yetmedi mi?’ diye soran, kadınla erkeğin eşitliğini fıtrata ters gören zihniyetten kadını ekonomik olarak güçlendirmesini beklemek hayal olur. TÜİK’e göre bile kadınlar ev içi işlere erkeklere kıyasla 5 kat fazla zaman ve emek ayırıyorlar. 

Bu gidişata bir dur demek için, ülkemizin en can yakıcı sorunlarından biri olan işsizliğe odaklandık. Kadın istihdamını artırmaya ilişkin yol haritamızı hazırladık. Türkiye’de kadının istihdamdaki yerini, kayıt dışı istihdamla mücadeleyi, sağlık ve sosyal haklar temelinde kadını güçlendirmeyi ele aldık.”

OECD ülkeleri içinde en düşük kadın istihdamı oranına sahip olan ülke konumunda olduğumuzun altını çizen Nazlıaka, raporda şu ifadelere yer verdi: 

“Kadınların geleneksel roller içine hapsedildiği ve istihdamın dışına itildiği bir gerçek. Aynı işi yapan kadın ve erkek arasındaki maaş farkı en az yüzde 20. Türkiye’de kadınlar kayıt dışılıkla da mücadele etmek zorunda kalıyor. Çalışma hayatının içindeki her 10 kadından 3’ü kayıt dışı çalışıyor.

İktidara gelip ülkeyi yönettiğimiz ilk 5 yıl içinde 6 milyon kişiye yeni istihdam yaratacak politikalar ürettik. Her üç yeni istihdamdan ikisi yani 4 milyonu kadınlara ait olacak. 

Mesleklerdeki cinsiyet ayrımcılığını da ortadan kaldıracağız; tıpkı bugün bizim belediyelerimizin kadın itfaiyeciler, kadın vatmanlar, kadın otobüs şoförleri istihdam ettiği gibi biz de kadının her meslekte istihdam edilmesini sağlayacağız. Özel sektörde yüzde 35’ten yüzde 50 oranına kadar kadın istihdam eden firmalara özel teşvikler uygulayacağız. Çocuk sahibi olmak için işten ayrılan kadınların yeniden işe dönmesi halinde de işveren, vergi teşviki alacak. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü resmi tatil olacak. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi de tıpkı İstanbul Sözleşmesi gibi iktidarımızda uygulamaya girecek.

Ev içi sorumlulukların sadece kadına ait olmadığının anlaşılmasını sağlayacağız. Sosyal devlet olmanın gereği olarak yoksul hanelere Aile Destekleri Sigortası projesini uygulayacağız ve yapılacak olan ödeneği kadının hesabına yatıracağız” ifadelerini kaydetti. 

Nazlıaka, kadın istihdamına ilişkin temel sorunun toplumsal cinsiyet eşitsizliği olduğunu vurgulayarak, bütüncül politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Nazlıaka, yapılması gerekenleri raporda şu şekilde özetledi: 

“Kadınlar eşit işe eşit ücret almalı ve kayıt dışı istihdamın önüne geçilmelidir. 

Kadınlar yaşamın her alanında var olması, güçlenmesi ve istihdamda fırsat eşitliğinin sağlanması için: toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak bütüncül politikalar hayata geçirilmelidir. Kadınlar için esnek, güvencesiz, ikame edilebilir işler değil, tam zamanlı, güvenceli işler yaratılmalarıdır.

Kadınların çalışma hayatına daha fazla katılması için kreş, yaşlı bakımevleri, engelli merkezleri, otizm ve alzheimerkonukevleri gibi olanaklar sağlanmalıdır. Böylece kadınların üzerindeki bakım yükü azaltılmalıdır. Ücretsiz, 24 saat hizmet veren kreşler açılmalıdır.

Kadınlara kendini güvende hissedeceği nitelikte yerel hizmetler verilmelidir. 

Cinsiyete yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması için, eğitim çağına gelen her çocuğa toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi verilmelidir.

İstihdamda cinsiyet ayrımcılığına dayanan bakış açısı değiştirilmeli, kadınların her meslek dalında görev almasının önü açılmalıdır. İstihdam politikaları geleneksel iş bölümünü dönüştürecek şekilde olmalıdır.

İstihdam garantili mesleki eğitim programları arttırılmalıdır. Yaratılan iş olanaklarının geleneksel cinsiyet rollerini yeniden üretmesinden kaçınılmalıdır.

Annelik hali nedeniyle kadınların yaşadığı ücret ve iş kaybı önlenmelidir. Bu amaçla, çocuk sahibi olmak için işten ayrılan kadınların yeniden işe dönmesi halinde işverene teşvik uygulanmalıdır.

Yönetmeliklerde kadın üzerinden tanımlanan doğum sonrası bakım izinleri, ebeveyn izinlerine dönüştürülmelidir.

Bakım yükünün tek sorumlusunun kadınlar olmadığına dair bilinçlendirme ve farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.

Sosyal bakım alanlarına yatırım yaparak sadece kadınlara istihdam sağlanmadığı, çarpan etkisiyle erkeklere de istihdam sağlandığı konusunda toplum bilinçlendirilmelidir.

Tarım sektöründe kadının kayıt dışı çalışmasını, iş güvencesizliğini, düşük ücreti, barınma sorunlarını ortadan kaldıracak politikalar uygulanmalıdır.

Üretici kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği temelinde örgütlenme çalışmaları desteklenmelidir.

Yerel yönetimlerin yetki alanı içindeki işyerlerinde kadın istihdamını teşvik edecek uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır.

Kadınlar için sağlık hizmetleri kolaylaştırılmalıdır. Koruyucu-önleyici sağlık hizmetleri geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.

Kadınlara yönelik sağlık merkezlerinde kadın sağlığı, üreme sağlığı, aile planlaması, kadın hastalıkları konusunda düzenli aralıklarla eğitimler verilmelidir.

Engelli kadın ve çocuklara, sağlık hizmetleri ücretsiz ve ihtiyaç halinde yerinde verilerek kadının çalışma hayatına katılımı kolaylaştırılmalıdır.

Yoksul kadınların, doğal afet durumunda yaşam koşullarının daha da kötüleşmemesi için sağlık ve sosyal hakları kapsayan kamucu politikalar uygulanmalıdır.

Kadın yoksulluğuyla ilgili veri çalışmaları yapılırken ihtiyaçlar tespit edilmelidir. Her mahallenin içerdiği çeşitlilik ve farklılıkların ihtiyaç ve çözümlere yansıdığı politikalar geliştirilmelidir.

Kadın istihdamını arttırmak için mesleki eğitimler düzenlenmeli, ilham veren başarılı kadınlar ön plana çıkartılmalı, kadınlara yol haritalarını çizmelerine yardımcı olacak danışmanlık ve destek hizmetleri verilmelidir. 

Kooperatifleşme hakkında bilgilendirici ve özendirici çalışmalar yapılmalı, kooperatiflerde kadın temsili arttırılmalıdır.

Kamuda en az yüzde 35 kadın yönetici kotası uygulanmalıdır. Özel sektörde ise yüzde 35’ten yüzde 50’ye kadar kadın istihdam eden şirket ve kurumlara, aşamalı olarak artan teşvikler verilmelidir.

İstanbul Sözleşmesi yeniden yürürlüğe girmeli, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 190 sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi onaylanmalıdır.”

Hibya Haber Ajansı