Yerel medyaya yansıyan haberlere göre, saldırıdan bir gün sonra eylemcilerden el-Bakraoui kardeşlerin saklandığı dairedeki çöp kutusunda bir bilgisayar bulundu.

 

Bilgisayarda, Başbakanlık Konutu'na ait çok sayıda fotoğraf ve kroki ile konutun bulunduğu sokağa ilişkin ayrıntılı bilgilerin yer aldığı bir dosya çıktı.

 

Dairede bomba yapımında kullanılan çok sayıda malzeme ve düzenek ile patlayıcı bulundu.

 

Aynı bilgisayardan gönderilen bir e-postada da Brahim el-Bakraoui'nin aranmaktan şikayetçi olduğunu ve kendisini güvende hissetmediğini yazdığı tespit edildi.

 

Belçika istihbaratı: Türkiye yalan söyledi

 

Öte yandan, De Morgen gazetesine konuşan Belçika istihbarat servisinden üst düzey bir yetkili, Türkiye'nin el-Bakraoui'nin iadesi konusunu "yüzüne gözüne bulaştırdığını" iddia etti.

 

Aynı yetkili, Ankara'nın Belçika ile bilgi paylaşımı konusunda “isteksiz davrandığını ve yalan söylediğini” de öne sürdü.

 

Belçika gizli servisine göre, Ankara'daki irtibat komiseri 20 Temmuz 2015'de Türk makamlarından el-Bakraoui hakkındaki dosyayı istedi, ancak Türkiye bu isteğe ancak 11 Ocak 2016'da yanıt verdi.

 

Ankara, bu konuda istenen dosya yerine sadece, "el-Bakraoui'nin terör örgütleriyle bağlantısından şüphe edildiği" bilgisini iletti.

 

"Bunu biz zaten biliyorduk" diyen Belçikalı istihbaratçı, mülteci krizi konusunda Türkiye ile yapılan anlaşmaya atıfta bulunarak, "Biz Türkiye'nin önüne zaten yüzükoyun yattık. Görünen o ki, şimdi bu saçmalığı da yutmak zorundayız" diye konuştu.

 

Brüksel'e göre, Ankara, el-Bakraoui ile ilgili bilgi verme konusunda isteksiz davrandı ve eğer onun Suriye sınırında yakalandığı bildirilseydi, her şey farklı olacaktı.

 

Belçika İçişleri Bakanı Jan Jambon ve Dışişleri Bakanı Didier Reynders ise Türkiye'nin tutumuna ilişkin bir açıklama yapmak istemedi.rudaw