Ağır sanayi hamlesinin içinde bulunmak büyük bir bahtiyarlıksa da gücünüz yetmeyince onların problemlerini çözememek de bir o kadar elem vericidir.

            Neredeyse bir asırdır ihmal edilmiş hatta engellenmiş olan sanayileşmemiz, milli görüşün 1974 de koalisyonla bile olsa Hükümete gelmesi ardından hemen tesirini göstermiştir.

            Bu sanayi kuruluşlarımızdan birisi de TESTAŞ Türkiye Elektronik Sanayii Anonim Şirketidir. Bu hatıra ile TESTAŞ’ın Aydın ilindeki tesislerinde karşılaşmış ve yıllar geçse de unutamamışımdır.

Bir yanda yapanların azami gayret ve çabaları diğer taraftan milletin derdiyle değil kendi çıkarları ile meşgul Yöneticilerin gaflet ve hıyanetleri…

            1985 seçimlerinde Denizli milletvekili adayıyım. Erbakan Hocamız Aydın’a geliyor. Orada miting yapacak diye bir haber aldık. Denizli’de ki çalışmalarımızı erteledik ve Denizli olarak 4 – 5 araba ile biz de mitinge katıldık.

            TEŞTAŞ ZİYARETİ

            Miting öğleden önce yapıldı. Biz tekrar Denizli’ye dönmek için hazırlık yaparken miting de bulunan bazı mühendis arkadaşlarımız beni bularak; “Ağabey, size bir yemek yedirmeden bırakmayız. Hem de size bizim tesisleri gezdirmek istiyoruz, dediler.

            Bu genç mühendislerin davetine icabet ettim. Yemekten sonra beni TESTAŞ’ın tesislerine çıkardılar.

            Ongun Sigorta

            İçeriye girince 1000 – 1500 m2 lik bir montaj holü ile karşılaştım. Bütün masalar ve tezgâhlar boşken sadece bir masa etrafına toplanmış 15 kadar genç kız gördüm. Bu kızlar ne yapıyorlar diğer masa ve tezgâhlar niçin boştur, dedim.

            Bana bu kızlar elektronik cihazların olmazsa olmaz parçasını yani diyotları yapıyorlar. Öbür tezgâhlara da eleman oturtamıyoruz dediler. Ve ilave ettiler. “Hele gelin…” dediler. “Sizi depoya indireceğiz.”

            Depoya indik. Ağaç sandıklar içerisinde ki makinaları gösterdiler. Bu makinalardan biri “Gümüş kaynak makinasıydı. Diğeri ise altın kaynak makinası” dediler. “Zira elektronik cihazların çok küçük ve çok hassastır olmaları sebebiyle bunların kaynakları da hassas olmalıdır.”

            Sonra ilave ettiler. “TESTAŞ’ın (1985 de) 50.000 (milyon) TL işlete sermayesine ihtiyacı vardı. Hükümetten bu parayı istedikse de hükümet bu parayı henüz bize vermedi. Dolayısıyla altın ve gümüş kaynak makinelerini henüz açamadık ve montaj holünün diğer masa ve tezgâhlarına da kimseyi oturtamadık.”

            O esnada Başbakan olarak Mesut Yılmaz vardı ve hükümette ANAP – DSP – DTP koalisyonu bulunmaktaydı.

            Ve aynı tarihlerde Ankara’da Büyük Şehir Belediyesinin ALTINPARK bahçesine 50.000 TL harcanmıştı. O gün bu para elektronik sanayimize verilseydi, biz de elektronikte çağdaş ülkeler düzeyine çıkmamız mümkün olacaktı.

            İki şeye hayıflandım. Birincisi “Neredesin, Ey Erbakan Hocam…” diyerek onu aradım. İkincisi de ben burada şahit olduklarımı köylü Ahmet Ağaya, bakkal Mehmet Ağaya nasıl anlatacaktım.

            Not: Bu yazı basıma hazırlanmakta olan “AĞIR SANAYİ – Yapanlar ve satanlar” kitabımdan alınmıştır. Nevzat Laleli – 7.Kasım.2024