Evet, birçok kişi de aynı görüşte: Türkiye ekonomisi son dönemde ciddi bir şekilde sarsılmış durumda. Ekonominin temel dinamiklerinde yaşanan bozulmalar, özellikle enflasyon, döviz kuru ve yaşam maliyetlerindeki artış, vatandaşların günlük hayatını oldukça zorlaştırdı.
Enflasyon Vatandaşı Eziyor
TÜİK’in açıkladığı resmi enflasyon rakamları bile oldukça yüksekken, bağımsız kuruluşların ölçümleri durumun çok daha kötü olduğunu gösteriyor. Gıda, konut, ulaşım gibi temel ihtiyaç kalemlerinde fiyatlar adeta fırlamış durumda. Artık vatandaşlar market alışverişine çıkarken ne alabileceğini değil, neyi almayı erteleyebileceğini düşünür hale geldi.
Döviz Kuru Kontrolden Çıktı
Döviz kuru sürekli rekor kırarken, Türk Lirası hızla değer kaybediyor. Yıllar önce 1 dolar 3-4 TL seviyelerindeyken, bugünlerde bu oran çok daha yükseklerde seyrediyor. Bu durum, ithalata bağımlı ekonomimizi daha da kırılgan hale getiriyor. İthal edilen ham madde ve ürünlerin fiyatları arttıkça, yerli üretim bile maliyet baskısı altında eziliyor.
Faiz İndirimi Politikasının Bedeli
Faiz indirimi politikasının ekonomik büyümeyi teşvik edeceği düşünülse de, kontrolsüz şekilde uygulanan bu politika aslında tam tersi bir etki yarattı. Düşük faizle birlikte krediye erişim kolaylaştı ancak enflasyon kontrolden çıktı. Sonuç olarak, hem tüketici hem de yatırımcı güveni sarsıldı. Şu an piyasalarda belirsizlik hakim ve kimse geleceğe dair öngörüler yapamıyor.
İşsizlik ve Gençlerin Umutsuzluğu
Özellikle genç işsizlik oranları alarm veriyor. Üniversite mezunları bile asgari ücretle iş bulmakta zorlanıyor ya da tamamen işsiz kalıyor. Bu durum, beyin göçünü hızlandırırken ülkedeki nitelikli iş gücünü azaltıyor. Gençler, ekonomik belirsizlik nedeniyle gelecek planlarını yurtdışına taşımayı tercih ediyor.
Güven Erozyonu ve Gelecek Kaygısı
En büyük sorunlardan biri de toplumun ekonomiye ve karar alıcı kurumlara olan güveninin ciddi şekilde zedelenmiş olması. Hükümetin ekonomi politikalarına duyulan güven azalırken, vatandaşlar birikimlerini dövize ya da altına yönlendirerek kendilerini koruma çabasına girdi. Bu da TL’ye olan talebi daha da düşürerek döviz kurunu yukarı itiyor.
Sonuç: Ekonomik Toparlanma Mümkün mü?
Ekonominin toparlanabilmesi için acil ve köklü reformlara ihtiyaç var. Ancak şu anki belirsizlik ortamında, ekonomik kararların tutarlılığı konusunda şüpheler var. Uzmanlar, ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve öngörülebilir politikaların hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, halkın alım gücü daha da azalacak, sosyal huzursuzluklar artacak ve uzun vadede ülkenin ekonomik geleceği tehlikeye girecek.
Özetle, ekonomi gerçekten "tarumar" olmuş durumda. Ama umudu tamamen yitirmemek gerekiyor; doğru adımlar atılırsa krizden çıkış h
er zaman mümkün olabilir.