Hocamız, Prof. Dr. Necmettin Erbakan gençlerle baş başa kaldığı her fırsatta, bizlere bir şeyler öğretmeye gayret ederdi. Özelikle de Türkiye deki 80 ilden gelen MGV (Milli Gençlik Vakfı) şube başkanlarıyla yaptığımız aylık istişare toplantılarında mutlaka bizi yoğururdu.
Bu sohbetleri bazen manevi sahaya ait olur. Bazen dünyevi sahaya ait olurdu. Siyasetin yapılmasında dikkat edilecek hususlar, başlı başına bir geniş ders sayılır, kimselerden duymadığımız konulara ve konu başlıklarına dikkatimizi çekerdi.
Ağır sanayi hamlesinin başladığı 1974 ve onu takip eden yıllarda ele aldığı konular; “Bir iş de muvaffak olmak için yapılması gereken esaslar” şeklindeydi. Hocamız;
“Bir iş planlı programlı yapılacaksa şu eğer üç esasa dikkat etmek gerekir. Bunlar; Tevdi, takip ve intaçtır.
Tevdi, yapılacak bir işin özelliğine göre o işi yapabilecek insanı bulmak ve ona bu işi vermektir.
Takip, baştan itibaren o işin çeşitli merhalelerinde işe ait raporu almak, programa uygun gidip gitmediğini anlamak, eğer gecikme varsa gecikmeye sebep olan zorlukları kaldırmak ve işin önünü açmaktır.
İntaç, işin sonucunun tasarlandığı şekilde sonuçlandığını görmek ve ilan etmektir” demişti.
AĞIR SANAYİDE PROGRAM
Ağır sanayide Türkiye’nin bir maddeye olan ihtiyacı (mesela 10 yıl, 50 yıl gibi) projeksiyon yoluyla bulunur, sonra o maddeyi üretecek fabrika kapasitesine bölünerek o fabrikalardan kaç tane yapılması gerektiği bulunurdu. Daha sonra da fabrikaların yer seçimleri yapılarak o fabrikaların temelleri atılırdı.
Buna göre MKEK (Makine ve Kimya Fabrikaları Genel müdürlüğü), Polatlı İş makineleri fabrikası, Konya/Kulu iş makineleri fabrikası gibi 8 fabrika yapacaktı. TZDK (Türkiye zirai donatım kurumu) hatırımda kaldığı gibi 6 fabrika kuracaktı. Bunlardan biri de Şanlıurfa Ziraat alet ve makinaları fabrikası idi. ŞEKER böyle, AZOT (gübre) böyle görevlendirildi.
Yatırımların takibi için muntazaman aylık toplantılar tertiplendi ve işler hakkında brifingler verildi ve raporlar alındı.
Bu toplantılar Ankara/Ulus’ta eski TBMM karşısında bulunan tarihi Ankara Palas salonlarında yapılıyordu. Toplantıya yatırımcı bütün Genel müdürler, müsteşarlar ve bizzat Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Necmettin Erbakan katılıyor, slaytlarla brifing veren Genel müdürün yaptığı yatırımın geçen ayki durumu ile bu ay durumu mukayese ediliyor, önümüzdeki ay için hedefler belirleniyordu.
Bu çalışmalar sürerken o günkü MKEK Genel Müdürü Recai Baturalp Paşa’ya yatırımların durumu sorulduğunda o; “Bizim kendi yatırımlarımız güç bela yürürken Ağır sanayi yatırımları çok hızlı bir şekilde gidiyor” demesi meşhurdur.
Elbette Ağır sanayi yatırımlarını Hocamız bizzat takip ediyor, onların gecikmesine müsaade etmiyordu. Zira biliyordu ki, Irkçı Emperyalizm ne eder, eder bu yatırımları engeller. O bu yatırımları engellemeden yol almaya çalışmalıyız, diyordu.
Ama ülkemizde Irkçı Emperyalizmin güdümündeki medya tarafından iktidara getirilen bütün iktidarlar, adları ne olursa olsun ağız birliği etmiş gibi Ağır sanayi yatırımlarını önce durduracak, sonra ucuz pahalı satacaklardır.
AKP eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın “Babalar gibi satarım” dedesi gibi.
Not: Bu yazı, basıma hazırlanan AĞIR SANAYİ – Yapanlar ve satanlar” kitabından alınmıştır. 28.Kasım.2024 – Nevzat Laleli