Erbakan Hocam, bir gün beni yanına çağırarak, “Seni yetiştireceğiz” dedi ve İstanbul’da neşredilen (bugün (2016) aynı gazetede yazı yazıyorum) Bizim Anadolu Gazetesini Ankara bürosunda çalışmaya gönderdi.

           

Dikkat ederseniz, “seni yetiştireceğiz” diyor ve beni bir gazetenin bürosunda çalışmaya gönderiyor. Bu hareket Hocamızın bir insanın medyada çalışmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Nitekim bir müddet sonra ben de aynı kanaate vardım ve “En güçlü silah, Medya” adında bir yazı serisi ve konferans hazırladım. İnşallah en kısa zamanda bu kitabı bastırarak halkımızın ve gençlerimizin istifadesine arz ederim.

           

Ben gazetede çalışmaya başlayınca merhum Arif Nihat Asya, merhum Doğu Türkistan Devlet Başkanı İsa Yusuf Alptekin,  Emine Işınsı Okçu yazar, Galip Erdem gibi edebiyatçılar ile tanıştım ve onlarla birlikte çalışmaya başladım.

           

1968 yılı sonlarına doğru Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın şimdi adı TOOB olan odalar birliği Genel Başkanlığı seçimlerini nasıl kazandığını, Demirel Hükümetinin Ticaret Bakanı Ahmet Türkel ile onu makamında nasıl pasifize etmeye çalıştığını, bunda muvaffak olamayınca da polis gücüyle Odalar Birliğinin kapıları kırılarak Hocamızın oradan nasıl çıkarıldığının haberlerini gazeteme gönderiyorum.

           

1969 seçimlerinde “bağımsızlar hareketi” olarak illerden bağımsız adaylarla Erbakan gurubunun nasıl seçimlere katıldığını, Erbakan Hocanı Konya bağımsız milletvekili olarak üç milletvekili oyuyla nasıl meclise girdiğini, seçim haberlerini topladığım TRT stüdyosundan bütün gazete muhabirlerinin hiçbir partinin sonuçlarıyla ilgilenmeyip, sadece Erbakan Hocamızın aldığı oyları nasıl takip ettiklerini gazeteme haber olarak gönderiyorum.

           MİLLİ NİZAM’IN GENÇLİĞİ

         

             

           

MNP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı Sağımda Mehmet Elkatmış ve Ömer Köse, solumda Beşir Atalay ve arkamda ayakta Bülent Arınç durmaktadır.

           

TBMM deki bağımsız milletvekillerinin de katılmasıyla 26.Ocak.1970 yılında MNP Milli Nizam Partisi kuruldu. Bu partinin açılışı ve halka takdimi, 18.Şubat.1970 Ankara Büyük sinemada yapıldı. O gün değişik çalışmalar yapması için 10 kadar gençlik gurubu oluşturuldu. Her bir gurubun bir görevi vardı ve bu gurupların hepsi bir Osmanlı Hükümdarı veya bir âliminin ismini taşıyordu. Mesela benim başkanı olduğum gençlik gurubunun adı “Yıldırım gurubu” idi. Diğerleri, Fatih gurubu, Sultan Süleyman gurubu, Ak Şemseddin gurubu, Molla Hüsrev gurubu, Molla Gürani gurubu, Gelenbevi hazretleri gurubu ve Ulubatlı Hasan gurubu, Abdülhamid gurubu gibi…

 

MİLLİ GENÇLİK BANA EMANET

           

Erbakan Hocamız, gençliğe büyük ilgi gösterir ve araya yardımcılarını bile koymadan, direkt olarak kendisi ilgilenirdi. Parti kurulmuştu ama partinin gençlik kolları da mutlaka kurulmalı ve geliştirilmeliydi. Bülent Arınç, merhum Ali Güzelsoy gibi birkaç küçük denemeden sonra Hocamız benim, MNP (Milli Nizam Partisi) Gençlik kolları Genel Başkanı olarak görev yapmamı istedi. Onun isteği benim için reddi mümkün olmayan bir emirdi. Bu hem inançlarımız açısından hem de Hocamızın şahsiyetinden doğan bir haldi.

 

           

1970 sonlarında MNP Gençlik Kolları Genel Başkanı olarak göreve başladım. Gündüz akşama kadar partide görevlerimi yapıyor, akşam olunca çantamı alarak okula gidiyordum. Bu hal, MNP’nin Anayasa mahkemesi kararıyla kapatılmasına kadar devam etti.

           

 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Hikmet Gündüz, Esas: 5P. 1970/3 numaralı iddianamesinde Erbakan’ın; “esselamü aleyküm”, “partimizin kurucuları Sultan Fatih Hazretleri, Sultan Yıldırım Hazretleri, Sultan Murat, Sultan Melik Şah, Ulubatlı Hasan, Orhan Gazi, Nizam-ul Mülk, Akşemseddin, Sultan Yavuz, Kılıçarslan, Alparslan, Gelenbevî hazretleri, Sultan Hamid’tir”, “Siyaset meydanında 20 kadar parti yok, üç parti var. Bunlar, solcu CHP, renksiz ve liberal AP (Adalet Partisi) ve Milli Görüşün Partisi MNP” dediğini söylüyor ve iddianame mahkemece kabul edilerek ve MNP kapatılıyordu (20.Mayıs.1971)

           

SİYASET BİR FİKRİN UYGULANMASIDIR

           

Siyaset, devlet idaresidir. Siyaset, halkın refah ve huzurunun sağlanmasıdır. Siyaset, insanların mal, can, ırz, akıl ve nesillerinin korunmasıdır.

Milli görüş, millete hizmeti esas alır ve milletin mutluluğu için maddi ve manevi çalışmalar yapar. Ahlak ve maneviyatı yükseltmek yerine ahlaksızlığın kapısını açanlar, bunun için kanun çıkartanlar, üretim ve ihracatı artırmak yerine tüketimi teşvik edenler ve israfa dalanlar, millete ihanet ediyorlar demektir.

 

Siyaset, Peygamber mesleğidir. Peygamberimizden sonra onun İmamet makamına oturan (Nübüvvet makamı değil) başta Ebu Bekir (r.a) Ömer (r.a), Osman (r.a) ve Ali (k.v) efendilerimiz olmak üzere dört Halifeler ve kıyamete kadar Müslümanların başına ki geçecek bütün emirler, siyasetle meşgul olacaklardır. Burada dikkat edilecek en önemli husus, Emir’in, ayette belirtilen “min küm – sizden” insan olmasıdır. Bu da giyimi kuşamıyla değil, sözü ve söylemiyle değil, yaptığı icraatla ve çıkardığı kanunlarla ölçülmelidir.

 

     HAY-DER Gen. Başk. Nevzat Laleli