Haydi, gözün aydın Türkiye… Nur topu bir hilkat garibesi çocuğun oldu. Hilkat garibesi, doğan bir çocuğun kafası, gözü, kulağı, eli, ayağı veya diğer organlarından bazılarının yerinde değil de vücudun başka yerinde olması… Türkiye’nin İsrail ile yaptığı anlaşmanın sonucu ancak bu örnekle açıklanabilir. “Elini verenin kolunu değil gövdesini kurtaramadığı bir anlaşmadır bu…”

                İsrail askerleri, (27 – 28 Haziran) bu anlaşma metni kabul edildikten sonra bile Müslümanlara ait Mescid-i Aksa’ya hücum etmişler, birçok Müslüman’ı yaralamışlar birçoğunu da işkence yapmak üzere tutuklamışlardır. Filistin’de yeni binlerce Filistinlinin evleri yıkılarak yerine İsrail göçmenlerine yeni konutlar yapma faaliyetleri ise hız kesmeden devam etmektedir.

                Bu son olaylar dahi “İnsan hakları evrensel beyannamesine” ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur ve mutlaka cezalandırılmaları gerekirken bir de üstüne üstlük Türkiye’nin altın tepsi içinde sunduğu anlaşmayla İsrail, 1997 öncesine, Orgeneral Çevik Bir dönemine geri dönecektir.

                 

                DİPLOMATİK İLİŞKİLER NİÇİN KESİLMİŞTİ

                Gazze, denizden ve karadan abluka altına alınmış bir Müslüman şehri. Bu şehrin diğer Filistin şehirleriyle de irtibatı kesilmiş, açlık, susuzluk, yokluk ile ölüme terk edilmiş bir şehir. Ve bu olay sadece Türkiye’nin gözü önünde yapılmıyor, bütün dünyanın gözü önünde yapılıyor. Zaman zaman Ramazan ve Bayram dinlemeden İsrail tarafından karadan, denizden ve havadan bombalanan bu Müslümanlar, adım adım yok ediliyorlar.

Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan’ın Davos’da bir oturumda gösterdiği “One minute – Van minut – Bir dakika” sözü ile Şimon Perez’e “Siz adam öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözü bu haksız tecavüzler için sanki bir tepki olarak ortaya çıkmış ve İslam âleminde büyük ilgi toplamıştı.  Ancak çok geçmeden İsrail’den özürler dilenmiş ve söylenen sözün Şimon Perez’e değil Modatatör’e söylendiği açıklanmıştı.

                2010 yılında IIH, Mavi Marmara adında bir gıda yardımı gemisini Gazze için yola çıkarmış ve gemi daha Uluslar arası sularda iken İsrail’in denizden ve havadan yaptığı baskınla yolundan alı konulmuş ve 10 kadar yolcusu şehit edilmişti. Bu olaylar üzerine Türkiye İsrail’deki Büyük elçisini çekmiş, İsrail de buna mislimle yapmıştı.

                Bir ABD seyahatinde Sayın Erdoğan’a ABD Yahudi lobisi tarafından “Yüksek cesaret ödülü” verilmiş ve kendisi ve çalışmaları bu lobi tarafından takdirle karşılanmıştı.

                TÜRKİYE NE İSTİYORDU NE ALDI

                Türkiye İsrail’de üç ayrı konuda adım atmasını beklediğini bütün dünyaya deklere etmiş ve “İnsan haklarına aykırı Gazze ablukasının kaldırılmasını, Mavi Marmara şehitlerinin ailelerine tazminat ödenmesini ve İsrail’in bu yaptıklarından özür dilemesi gerektiği” açıklanmıştı.

                Ne oldu da bu gün kapalı kapılar ardında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya sevinenlerin ABD ve İsrail olduğu göz önünde bulundurulursa, Türkiye’nin bu anlaşmada “külfet menfaat dengesini” kurmadığı yorumları yapılmaktadır.

İsrail’de yayımlanan Yediot Ahronot'tan aktardığına göre, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun özel temsilcisi arasında Roma’da yapıldığı açıklanan anlaşmayla ilgili ana hususlar şunlardır.

İsrail ve Türkiye, Büyükelçilerin karşılıklı olarak gönderilmesi ve tam diplomatik ve normalleşmiş ilişkilerini yeniden kuracaklar.

İsrail’in, Türk yardımının İsrail denetiminden geçtikten sonra Aşdod limanı üzerinden Gazze’ye ulaştırılmasına izin vereceğini vaat etmesi karşılığında, Türkler Gazze’deki ablukanın kaldırılması taleplerinden vazgeçecektir. (İzin verilmeye bilinir de)

Türk hükümeti, Hamas’la bağlantıları aracılığıyla askerlerin kalıntılarının iade edilmesinin sağlanmasında çaba göstereceğine söz veriyor. Ayrıca gerekli durumlarda İsrail ve Hamas arasında aracı olacağında da mutabık kalıyor.

İsrail, Mavi Marmara olayında öldürülen ya da yaralananların ailelerine para sağlayacak Türkiyeli bir insani yardım fonuna yaklaşık 21 milyon dolar (yapılan haksızlığa karşı küçük bir meblağ) aktaracak. Türkiye, Türk mahkemelerinde Mavi Marmara olayına karışmış olan İsrailli yetkililere karşı açılmış tüm yasal süreçleri sona erdirecek.

Türkiye, ülkelerini Hamas’ın ülkelerini İsrail aleyhindeki eylemleri için bir üs olarak kullanmasını engelleyecektir.

İki ülke askeri işbirliğine geri dönecekler  (Konya semalarında yine İsrail uçakları tatbikat yapacaklar) ve yeniden istihbarat paylaşmaya başlayacaklar. (Kurulacak istihbarat havuzuna Türkiye, İsrail ve Mısır katılacak bu havuzun organizatörü İsrail Genel Kurmay Başkanı olacaktır)

İki ülke, İsrail’in doğalgaz rezervlerinin çıkartılıp taşınabilmesi için bir doğalgaz boru hattının döşenmesi konusunda resmi görüşmelere başlayacaklar. Türkiye, İsrail’den doğalgaz satın alıp Avrupa pazarlarına satmada ilgi gösterecek.

Anlaşmada Türkiye'nin Gazze ablukasının kalkmasından vazgeçecek, (İsrail'in izni ile Gazze'ye sınır kapılarından malzeme ve yardım sokmak zaten serbesttir) İkinci ise Mavi Marmara'da öldürülenlere tazminat meselesi. İsrail, 21 milyon doları yasal olarak bağımsız bir fona aktararak, resmi tazminat ödemekten kurtulacaktır.

Nereye gidiyoruz yazı serisi HAY-DER Gen. Başk. Nevzat Laleli