Ekonomi fertler için olduğu gibi devletler için de çok önemlidir. Bu öneminden dolayı bir ülkenin Ekonomi Politikalarını ne dış politika ve iç politikasından ve ne de siyasi ve sosyal politika konularından ayrı düşünmek ya da tek başına ele almak mümkün değildir.
Bu ayki raporumuzu Türkiye’nin genel ekonomik durumu ile 2016 yılının Bütçe uygulamaları ve yeni hazırlanan 2017 yılı bütçesinin değerlendirilmesine tahsis etik. Türk ekonomisindeki gelişmeleri değerlendirirken daha önce belirttiğimiz gibi, konu ile ilgili Bakanlıkların yayınlamış olduğu resmi rakamları verip bu rakamlar üzerinden açıklamalarımızı yapmaya çalışacağız.
Fiyatların, zamların ve enflasyonun göstergesi…
Bu arada konu ile ilgili olarak zaman zaman hükümet üyelerinin ve hükümeti oluşturan AK Parti yetkililerinin açıklamalarına yer vereceğimiz gibi, medyada yer alan görüş ve değerlendirmeleri de dikkate alacağız. Tabii bu arada Türkiye’nin ekonomik sorunlarının nasıl çözüleceğine de işaret edeceğiz. Böylece milletimizi ve iktidarı, hükümetin ekonomik uygulamalar hakkında bilgilendireceğimiz gibi Türkiye’nin önemli ekonomik sorunlarına yönelik görüşlerimizi de açıklayacağız.
Bilindiği üzere Türk ekonomisi çok hassas dengeler üzerinde ilerleyen kırılgan bir yapıya sahiptir. Bu kırılgan yapısı nedeniyle hem dış dünyadaki ekonomik, politik ve siyasi gelişmelerden ve hem de yurt içindeki sosyal ve siyasal gelişmelerden fazlasıyla etkilenmektedir. Bu yüzden Türk ekonomisini incelerken yurt içindeki ve yurt dışındaki gelişmelerin Türk ekonomisi üzerindeki etkileri göz ardı edilmemelidir.
İktidar Temmuz 2015’den beri yoğunlaşan Terör olayları ile uğraşırken ülkemiz 15 Temmuz 2016’da bir başarısız darbe girişimine hedef oldu. Darbe girişimi bastırıldıktan sonra ülkemizde üç ay süreyle Olağanüstü Hal ilan edildi. Üç aylık Olağanüstü Hal bitince süre yeniden üç aylığına uzatıldı. Olağanüstü Hal uygulamaları çerçevesinde hazırlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK)’lerle kamuda çalışan binlerce insanın işine son verildi, soruşturmalar oldu, tutuklamalar yapıldı ve halen de bu durum devam etmektedir. Kamudaki bu uygulama özel sektörde de sürdürüldü. İnsanlar tutuklandı, iş yerleri kapatıldı.
15 Temmuz 2016’dan beri Hükümet asıl olarak PDY ile uğraştığı için dış dünyada olup bitenlerle ve ekonomi ile fazla ilgilenemedi. Yurt içinde ve Kuzey Irak’ta PKK eylemleri arttı. Güney komşumuz Suriye’de PYD/YPG güçleri Türkiye’nin daha önce kırmızı çizgimiz dediği “Fırat’ın Batısı”’na geçti. PYD/YPG’nin bu faaliyetini önlemek üzere TSK tarafından “Fırat Kalkanı Harekâtı” düzenlendi. Bu harekât 4 aydan beri devam etmektedir. Daha ne kadar devam edeceği de belli değildir.
Suriye’deki çatışmalar sürerken koalisyon güçleri (ABD-Türkiye) tarafından Musul’u IŞİD militanlarının elinden kurtarmak üzere Irak’ta da bir sıcak çatışma alanı oluşturuldu. Türkiye de Irak’taki bu harekâta katılma kararı aldı ve TSK Irak’taki koalisyon güçleri ile beraber Musul’u IŞİD militanlarından kurtarma operasyonuna fiilen katıldı. Halen Musul’daki operasyonlar da devam ediyor. Irak ve Suriye’de iç savaş sürmekte. Irak fiili olarak 3’e bölünmüş durumda. Suriye’de de durum Irak’tan fazla farklı değil. Öte yandan diğer İslam ülkelerinin durumu da içler acısı. Gazze’de İsrail’in zulmü devam ediyor. Mısır, Libya, Pakistan, Afganistan, Bangladeş, Sudan, Somali, Arakan, Mali, Keşmir ve Doğu Türkistan’da sıkıntılı durum devam ediyor.
Bu arada 20.07.2016 da Kredi Derecelendirme Kuruluşlarından Standart end Poors, 23.09.2016’da da Moodys Türkiye’nin kredi notunu düşürdü. Kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi Kabine’nin birçok üyesi tarafından “Bu karar siyasidir” diye nitelendirildi. Biz Sayın Bakanlarımızın bu nitelendirmelerine katılmakla beraber Türk Ekonomisinin iyi olmadığının da bir realite olduğunu belirtmek istiyoruz. Zira işsizlik artıyor, enflasyon yüksek seyrediyor, büyüme hızı azalıyor, döviz yükseliyor, ihracat azalıyor, dış ticaret açığı ve cari açık artıyor. Kısaca bütün bu olup bitenler ekonomimizi çok olumsuz etkilemiştir ve bu halen de devam etmektedir.
İngiltere’nin AB’den ayrılma konusundaki kararı ABD’deki Başkanlık seçimini Trump’un kazanması ve buna bağlı olarak ABD ekonomisindeki gelişmeler… ABD’de faiz oranının artacağı yönündeki söylentiler daha sonra da (15.12.2016)’da FED’in faiz oranını 25 baz puan artırması tüm dünya ülkelerinin ekonomilerini ve bu arada Türk ekonomisini çok etkilemiş, döviz, Dolar ve Eoro yükselişe geçmiştir.
15 Temmuz 2016’dan önce 2.88 TL olan ABD doları Kasım sonu Aralık ayı başında hızlı bir yükseliş göstermiş 1 ABD doları 3.60 TL’yi görmüş, sonra bir miktar düşmüştü. 15 Aralık 2016’da FED’in faiz oranını artırmasıyla tekrar 3.50 TL’nin üzerine çıktı. Halen 3.50 TL’nin üzerinde seyretmektedir. Yani ABD doları 4-5 ayda yaklaşık 60 kuruş artmıştır. Türkiye’nin 421,5 milyar dolar dış borcu olduğu dikkate alınırsa bunun Türk ekonomisine getirdiği yükün yaklaşık 250 milyar TL olduğu hesaplanabilir. Bu ağır yükün özel sektöre maliyeti ise yaklaşık 170 milyar TL’dir.
Kaynak: Prof. Dr. Latif Öztek – Tablo ve grafikler TUIK