Ülkemizde akşam saatlerinde, hafta pazarı kapanınca pazar yerine gidip sebze-meyve artığı toplayan insanlarımızın sayısı az değil.  İyi ki vatandaşlarımız arasında yüce dinimizin emri olan Zekât, Fitre ve Sadaka verme gibi güzel bir uygulama var. Hali vakti yerinde olan insanlarımızın yoksullara verdiği Zekât, Fitre ve Sadaka fakir insanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamalarına katkıda bulunuyor. Buna rağmen ülkemizde aşırı fakirlik vardır.

Bu arada son yıllarda Suriye’deki savaştan kaçarak yurdumuza sığınan insanların da ihtiyaçlarının karşılanmasında yüce milletimiz oldukça fedakâr davranmaktadır. Sayıları 3 milyonu bulan bu sığınmacıları da sayar isek yurdumuzdaki yoksulların sayısı çok daha fazla olur. Sosyal Hizmetler Fonu’nun ve belediyelerin yaptığı yardımlarla hayatını idame ettiren insanlarımızın varlığını hepimiz biliyoruz. Ayrıca iş bulup çalışan kesimlerin de ekonomik durumları da iyi değildir. 

Enflasyon insanlarımızın günlük hayatını etkiliyor. Sadece işsiz insanlarımız değil, iş bulup çalışan insanlarımız da “Enflasyon Canavarı” ile mücadele ediyor ve maalesef yenik düşüyor.

Çiftçi sıkıntılıdır. Bu konuda her bölgemizin veya ilimizin özel durumu dikkate alınarak örnekler verilip açıklamalar yapılabilir. Biliyoruz ki daha önceki yıllarda olduğu gibi, 2016’da da Buğday, Pamuk, Ayçiçeği, Şekerpancarı, Çay, Kayısı, Fındık v.b. bitkisel ürünleri üreten çiftçilerimizin ve hayvancılık yapan yetiştiricilerimizin durumu maalesef iyi değildir. Bu yüzden burada hemen her bölgemizi ve her vatandaşımızı yakından ilgilendiren bir bitkisel ürünümüz olan Buğday ile Hayvancılığı incelemek istiyoruz.

Nüfusumuz arttığı ve ülkemize 3 milyon ilticacı aldığımız halde buğday üretimimizin acıklı halini sormak lazım değil midir? “Nerede bizim yöneticilerimiz?” 

BUĞDAY DA HALİMİZ

Buğday insanımızın temel besin kaynağıdır. Üretici ve tüketici olarak hemen her insanımızı ilgilendiren bir üründür. İktidarlar da bu durumu bildikleri için buğday üretiminin yeterli olması için önlemler alırlar ve buğday üretiminin artması için çiftçiye destek verirler. AK Parti iktidarı da kendince bu politikayı uygulamaktadır.

Hükümetler çiftçinin buğdayını değer fiyatına satması için müdahale fiyatı açıklarlar. 2012’de Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) tarafından 66,5 kuruş/kg olan buğday müdahale alım fiyatı 2013’de 72,0 kuruş/kg‘ma yükseltilmişti. Yani fiyat 2012 yılına göre kg başına 5,5 kuruş artırılmıştı. Bir diğer ifade ile, 2012 yılına göre fiyat artışı % 8 idi. 2014 yılında rekolte düşük olduğu için serbest piyasada buğday fiyatları yüksek teşekkül etti.

Bu yüzden Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) piyasaya girmedi. 2015 yılında TMO Anadolu Kırmızı Sert buğday fiyatını 86,2 kuruş/kg olarak açıkladı. TMO 2013 yılında Anadolu Kırmızı Sert buğday alım fiyatını 72 kuruş/kg olarak açıklamıştı. Yani 2013 yılına göre 2015 yılında buğday fiyatında % 19,7 artış yapılmıştır. Eğer yıllık olarak düşünülürse, buğday fiyatında % 9,9’luk bir artış yapılmıştır.

Aynı yıllarda Çiftçinin üretimde kullandığı gübre, mazot, tohumluk ve zirai mücadele ilacı gibi temel girdilerdeki yıllık fiyat artışının % 12-20 arasında olduğu dikkate alınırsa buğday fiyatındaki artışın düşük olduğu kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. 2015 hasat yılında iklim şartları elverişli geçtiği için dekara verim yüksek oldu ve buğday üreticisi çiftçimiz sevindi. Buğday rekoltesi yüksek olduğu için milletçe hepimiz sevindik. Rekoltenin 22,5 milyon tonu bulduğu yetkililerce ifade edildi. Verim yüksek olduğu için çiftçimiz sevindi, ama sevinci tam olmadı. Eğer hükümetin taban fiyat politikası da müsait olsa idi o zaman çiftçimizin sevinci tam olacaktı, yüzü gülecekti, bu olmadı. Yani yine buğday üreticisi umduğunu bulamadı.

2016’da 2. sınıf Anadolu sert kırmızı buğday fiyatları 91 krş/kg olarak açıklandı. Bu demektir ki buğdayın kg’mına 4,8 kuruş (91-86.2 = 4.8) zam yapıldı. Bir diğer ifade ile buğdayın kg’ı % 5,5 artırıldı. Bu artış çok düşüktür. Nitekim 8 Aralık 2016’da serbest piyasada (Borsa) fiyatları bu değerin üzerindedir.

“2016 yılı hasadı başlamadan önce Anadolu Kırmızı Sert Buğday fiyatı serbest piyasada 96-97 kuruş/kg’dan işlem görüyordu. Hasat başlayınca buğday fiyatı 90-92 kuruş/kg geriledi. Daha sonra Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı fiyat açıkladı. Bu açıklama serbest piyasada Buğday fiyatlarının 90 kuruş/kg’dan daha da aşağı, 85-86 kuruş/kg’a düşmesine sebep oldu. Bu fiyat ile buğday üreticisi çiftçi kar edemedi ve mağdur oldu.

Zira 2015 yılına göre buğday alım fiyatındaki artış % 5,5 kadardır. Bir diğer ifadeyle buğday fiyatına enflasyon oranının altında artış yapılmıştır. Çiftçinin üretimde kullandığı gübre ve mazot fiyatlarında son bir yılda fazla bir artış olmasa da tohumluk ve zirai mücadele ilacı gibi temel girdilerin fiyatlarındaki artış % 12-20 düzeyindedir. Daha önceki yıllarda buğday taban fiyatına yapılan % 8-10’luk artışlar da girdi fiyatlarındaki artışın çok gerisindeydi. O tarihlerde hazırladığımız Raporlardaki tespitlerimiz aynen gerçekleşti ve girdi fiyatlarındaki % 20’lik artışlara rağmen ürün fiyatında % 8-10 artış yapıldı. Düşünün bazı yıllar “çiftçinin kara gün dostu” olarak bilinen, TMO piyasaya bile girmiyor, böylece de buğday üreticisi sahipsiz bırakılıyordu.