Geçen hafta Cuma gününden başlayan ve Pazar akşamı son bulan bir Zonguldak çalışmasına katıldım. Önce bu çalışmaya vesile olan ve çok yoğun bir çalışma programı hazırlayan ve programı sonuna kadar başarılı bir şekilde uygulayan SP Saadet Partisi il Başkanlığını ve İl Başkanı Sadık Kar’ı, Teşkilat Başkanı İsmail Üstünyer Beyi ve arkadaşlarını tebrik ediyor, gösterdikleri misafirperverlikten dolayı teşekkür ediyorum.      

Cuma sabahı erkenden Ankara’dan Zonguldak’a yola çıktım.  İlk programım Alaplı’daydı. Alaplı’ya yaklaşırken ön koltukların boş olması sebebiyle ben öne geçtim. Şoför ve şoför yardımcısı önde oturuyorlardı. Ben de onların sohbetlerine katıldım. Bu arada otobüs Alaplı’ya girdi ve beni indirmek için yol kenarında durdu. Ön kapıyı açtılar. Belediye hoparlörlerinden bir anons otobüsün içini doldurdu.

            “Milli Gençlik Vakfı eski Genel Başkanı Nevzat Laleli Saadet Partimizin misafiri olarak bu gün Alaplı’ya gelecek ve saat 14.00 ilçe merkezinde bir konuşma yapacaktır. Bütün Alaplılar davetlidirler” diyordu.

            Önce ilk şaşkınlığı şoförler yaşadılar. Hiç ummadıkları bir anda Belediye hoparlörlerinden Saadet Partisinin adını duydular ve birbirlerine; “Bak, burada Saadet Partisi varmış ve bu gün de toplantı yapıyormuş” dediler.

            O zaman kadar benim Saadet Partisi ile ilgim olduğundan habersizdiler. Ben de onlara “Benim Alaplı’yı ziyaretimi anons ediyorlar. İşte arkadaşlar da beni karşılamaya geldiler” dedim ve otobüsten inerek karşılamaya gelen SP Alaplı ilçe Başkanı Ramazan Sarıkaya ve arkadaşlarıyla musafahaya başladım.

            İlçe binamız dik merdivenlerle çıkılan ikinci katta idi ve biz zar zor merdivenleri tırmanarak ilçe binamıza çıktık. Tabii hemen Rahmetlik Hocamın; “Parti binalarımız birinci kattan daha yüksek olmamalı” sözünü kendilerine söyleyerek, “Halkın rahat gelebilmesi için ilçe binanızı birinci kata taşımalısınız” dedim.

            İLÇE DİVANI KONUŞMALARI

            Konuşmalarımda Saadet Partisinin yerini ve önemini vurgularım. “Saadet Partisi şu veya bu partinin bir alternatifi değildir. Saadet Partisini terazinin bir kefesine korsanız, diğer kefeye koyacak ağırlık bulamazsınız. Zira Saadet Partisi Milli görüş’ün yegâne partisidir ve 100 senedir bizi adım adım yok oluşa götüren faizci, sömürücü ve ahlaksız kapitalizm karşısında ADİL DÜZENİ kuracak tek partidir.

            İktidardaki AKP ve diğer partilerin mücadelesi “Sen iyi yapamadın, ben daha iyi yapacağım” iddiasından başka bir şey değildir. Ülkenin düzeni bozulmuşmuş, bu onları fazla alakadar etmemektedir.

            Bir fabrika düşünün. Bu fabrika şeker fabrikası olsun. Fabrikanın bir ucundan pancarı veriyorsunuz, öbür ucundan paketlenmiş şekeri alıyorsunuz. Çünkü fabrikada ki bütün makineler şeker üretimine göre ayarlanmış ve düzen ona göre kurulmuştur.

Birileri gelmiş, makinelerin bir kısmının düzenini bozmuş. Makinenin biri ileri çalışıyor, biri geri çalışıyor. Biri duruyor, biri ters çalışıyor. Böyle düzeni bozuk bir şeker fabrikasından şeker üretemezsiniz. Biz diyoruz ki “Arkadaş… Önce bu fabrikanın makinelerinin düzenini kuralım, sonra üretimi yapalım.” Halkımıza bunu iyi anlatırsak halk bize destek verir. Çünkü biz onun saadeti için çalışıyoruz.

Bundan evvelki seçimlere biz tezimizi iyi anlatamadık. Halk bize değil bizim gölgemiz olan AKP’ye destek verdi. Gölge ile asıl bir olur mu hiç. Tabii bu seçimlerde böyle yanlış neticenin çıkmasında en büyük vebal Medyaya aittir. Medya AKP’yi allayıp pullayıp haklın önüne koydu. Halkımız da bunlar da Hocanın talebeleri diyerek bunlara destek oldu. Bunlar da bir takım hayatı kolaylaştıracak yatırımlar yaptılar. Ama bu yatırımlar kesinlikle kalkınma yatırımları değildir.

Nerede üretim, nerede sanayi ve imalat, nerede istihdam, nerede ihracat… Nerede ahlak ve maneviyat… Bırakın sigarayı bugün uyuşturucu kullanma yaşı 13’e inmiş. Yani ilkokul çocuklarımız bile bu gün uyuşturucu kullanıyorlar. SP dışındaki partilerin böyle bir dertleri var mı?

Bizler, milli görüş sahibiyiz. Sadece kendi sorumluluğumuz değil milletimizin sorumluluğu da bizim omuzlarımızdadır. O halde çok canlı olmaya, çok çalışmaya mecburuz. Derhal sandık müşahitlerine kadar bütün teşkilatımızı çalışır hale getirmeliyiz.

Benim yazdığım, “En güçlü silah Medya” kitabımı hepinizin okuması lazım ki önce medyanın mana ve önemini anlayalım. Kendi medyamıza destek olalım.

TEKDER SOHBETİ

SP il Başkanlığı tarafından görevlendirilen İbrahim Işık kardeşimiz beni alarak arabasıyla Zonguldak’a getirdi. Programda TEKDER Teknik Elemanlar Derneğine geldik. Bu dernek Mühendisler, Teknikerler ve teknisyenlerin bir araya geldiği bir yer. Salonunda 40 kişiye yakın insan vardı. Onlarla da bir sohbet yaparak, bizim ilk Altın sözümüz “Allah, insandan iman, toplumdan nizam ister” konusunda açıklama yaptım.

Bu ilk altın sözü Adil düzeni kurmayı vaad eden ülkemizin tek siyasi partisi Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na takdim edince Genel Başkanımız; “Bu gün ülkemizde faizci, sömürücü ve ahlaksız Kapitalizm İslam kılıfında sunuluyor ve milyonlarca insan da buna destek oluyor, deyince bu sözün biraz daha açılmasını sağlayacak ikici altın sözü hazırladık ve ilan ettik. Bu söz; “Eğer Adil düzen yoksa her alanda (ekonomik, hukuki, ilmi, ahlaki, siyasi, eğitim, aile…) anarşi vardır” şeklindeydi. Bu ve benzeri alanlara da ikişer örnek gösterdik.