Her yıl 18 Temmuz günü çeşitli etkinliklerle doğum günü kutlanan Güney Afrika’nın lideri Mandela, 5 Aralık 2013’te 96 yaşında hayatını kaybetti.
Güney Afrika’da ırkçılığa karşı mücadelenin sembolü Nelson Mandela, Temmuz 1918’de Umtata / Transkei’de doğdu. Babası Zosa (xhosa) dilini konuşan Tambu kabilesinin şefi Henry Mandela’ydı. Uzun süre madenlerde işçi olarak çalışan Mandela, siyahların girebildiği Forth Hare University Collage’i ve daha sonra Witwatersrand Üniversitesi’ni bitirerek 1942’de hukuk diploması aldı. Mandela, Güney Afrika’nın ilk siyah avukatı olmuştu.
Irkçı Beyaz yönetime karşı mücadele veren yerli halkın kurduğu Afrika Ulusal Kongresi’ne (ANC) 1944’te katılan Mandela, daha sonra Kongre’nin Gençlik Birliği’ne başkan seçildi ve kısa süre içinde siyahların kurtuluş mücadelesinin liderlerinden biri konumuna geldi.
1948 yılına gelindiğinde Güney Afrika’da beyaz yönetimin (Apartheid rejimi) ırkçı politikaları artmıştı. Bu sebeple de 1948’den sonra Mandela, iktidardaki Ulusal Parti’nin (NP) ırk ayrımı politikalarına karşı eylemleri örgütledi. Buna karşılık olarak Apartheid rejimi 1956 – 61 arasında Mandela’yı vatana ihanetten yargıladı. Çünkü Mandela, Afrika Ulusal Kongresi’nin silahlı mücadeleyi üstlenen yan örgütü Ulusun Mızrağı’nın da kurucusu ve başkanıydı. Özellikle 1960 yılında Sharpeville’de pasaport yasalarını protesto eden silahsız halkın üzerine polisin ateş açması ve yüzlerce kişiyi öldürmesi, Mandela’nın pasif direniş yanlısı tutumunu terk ederek ırkçı yönetime karşı yapılan sabotaj eylemlerini desteklemesine neden oldu.
Nomzamo Mandela
Bu dönemde uzun süren dava sırasında Mandela, ilk karısından boşanarak kendisi gibi insan hakları için mücadele eden Nomzamo Winnie ile evlendi.
Nomzamo Winnie 1956’da Nelson Mandela ile tanıştı ve onun 1962’de hapse girmesinden sonra çalışkan ve korkusuz tutumu, konuşma yeteneği ve etkileyici tavırlarıyla Güney Afrikalı siyahların uluslararası alanda tanınan bir sözcüsü durumuna geldi. Nomzamo da uzun yıllar polisin kontrolü altında yaşamak zorunda kaldı ve hakkında birçok kez soruşturma açıldı.
Kocası Nelson Mandela’nın hapse girmesinden sonra Nomzamo Mandela, yurttaşlık ve kamu haklarından da yoksun bırakıldı. Uzun süre Nelson Mandela’nın yanında insan hakları yolunda mücadele veren Nomzamo, korumalarının 1988’de dört siyah gencin dövülmesi ve birinin öldürülmesi olayına karıştığının ortaya çıkması üzerine zor durumda kalır. Mandela hapisten çıktıktan sonra Nomzamo, Mandela, Afrika Ulusal Kongresi’nde aktif çalışmalar yürüttüyse de Mandela 1992’de Nomzamo Mandela’dan ayrıldığını açıklar. Kısa bir süre sonra da Nomzamo Mandela, ANC’deki bütün görevlerinden çekilir.
Robben adasında 18 yıl
Mandela 1962’de yurtdışına çıkarak başta İngiltere ve Afrika ülkeleri olmak üzere birçok ülkede destek aradı. Ülkesine dönüşünde tutuklanan Mandela; örgüt üyeleriyle birlikte izinsiz yurtdışına çıkmak, kışkırtıcılık sabotajlar ve suikastlar düzenlemek gibi suçlamalarla yargılandı. Bu dava sırasında Mandela “Halkının temsil edilmediği bir parlamento tarafından hazırlanmış yasalara uymak zorunda olmadığını” söyledi. Bunun yanında 1963’te polisin Johannesburg’un kenar mahallelerinden Rivonia’ya baskın düzenleyerek Ulusun Mızrağı merkezinde bir miktar silah bulması, Mandela ve diğer arkadaşlarının “hükümete karşı komploya girişmek” suçlamasıyla yargılanmasına neden oldu. Bu davalar sırasında bazı suçlamaları kabul eden Mandela, “Irkçı baskıların Siyahlara zora başvurmaktan başka yol bırakmadığını” belirtti.
Rivonia Davası olarak adlandırılan bu dava neticesinde birlikte tutuklanan arkadaşları daha az ceza almasına karşın Mandela 11 Haziran 1964’te ömür boyu hapse mahkum edildi. İlk hapis yeri Cape Town yakınındaki Robben Adası Hapishanesi oldu. Bu hapishanede 1964-82 yılları arasında kaldı. 1982’de ise güvenlik önlemlerinin en üst düzeyde olduğu Pollsmoor Hapishanesi’ne nakledildi. Ağır hapis koşulları neticesinde vereme de yakalanan Mandela 1988’de hastaneye kaldırıldı.
Savaştan barışa giden süreç
Mandela hapisteyken Afrikalı yerli halkın desteği sürmekteydi. Bunun yanında ırk ayrımına karşı mücadele veren dünyanın birçok ülkesinden insan hakları savunucusu da Mandela’ya destek veriyordu. Mandela’nın hem ülke içinde hem de ülke dışında büyük bir destek görmesi Güney Afrika yönetimini de adım atmak zorunda bırakıyordu. Çünkü Birleşmiş Milletler (BM) Güney Afrika’yı yakından izlerken Apartheid rejimi üzerinde baskılar da artmaktaydı. Yine Güney Afrika’ya yapılacak yaptırımlar konuşulurken diğer taraftan da Mandela ve siyasi tutsakların serbest bırakılması çağrıları yapılıyordu.
Bunun üzerine önce istihbarat birimleri Mandela’yla diyaloga geçtiler. Sonrasında yoğunlaşan görüşmeler üst düzey müzakerelere döndü. Bu süreçte Mandela’nın cezaevi şartları da iyileştirildi ve sonrasında ev hapsine alındı. Müzakere sürecinin belli bir olgunluğa gelmesinden sonra Mandela, Cumhurbaşkanı F. W. De Klerk başkanlığındaki Güney Afrika hükümeti tarafından 11 Şubat 1990’da serbest bırakıldı. Mandela serbest kaldıktan kısa bir süre sonra, 2 Mart’ta ANC’nin başkanvekilliğine seçildi. Yaşlı olması ve sağlık durumunun kötüye gitmesi üzerine Başkan Oliver N. Tambo’nun “ulusal başkan” konumunu üstlenmesi üzerine Temmuz 1991’de Mandela, ANC’nin başkanlığına getirildi.
Birçok ödüle layık görüldü
Ömrünün 67 yılını halkının özgürlüğü ve insan hakları için mücadele ile geçiren Mandela, birçok ödül de aldı. 1979’da Cavaharlal Nehru Ödülü, 1981 Bruno Kreisky İnsan Hakları Ödülü, 1983’te UNESCO’nun Simon Bolivar Ödülü aldığı başlıca ödüllerdir. Bunların yanında birçok üniversite tarafından onursal doktorluk unvanı almıştır.
Savunduğu erdemler ve ırkçılığa karşı verdiği mücadeleden dolayı birçok ödüle layık görülen Mandela, Türkiye tarafından da bir ödüle layık görülür. Türkiye tarafından kendisine 1992’de Atatürk Uluslararası Barış Ödülü verilmek istense de Mandela bu ödülü reddeder. Bu ödülü reddetmesinin gerekçesini de avukatı vasıtasıyla Türkiye’nin Kürtlere yönelik ayrımcı politikalarını ve insan hakları ihlallerini gösterir ve Türkiye’yi ziyaret etmeyi düşünmediğini belirttir.
Nelson Mandela’nın konuşma ve yazılarının bir bölümü No Easy Walk to Freedom (1965; Özgürlük Yolu Güçlüklerle Doludur), The Struggle Is My Life (1978; Mücadele Hayatımdır), I’m Prepared to Die (4. bas. 1979; Ölmeye Hazırım) adlı yapıtlarında toplandı. Mandela’nın yapıtlarından bazıları Özgür Bir Güney Afrika (1986) ve Irk Ayrımı (1990) başlığıyla Türkiye’de yayımlandı.
Güney Afrika’nın lideri olan Mandela’nın doğum günü 18 Temmuz günü çeşitli etkinliklerle kutlanan Mandela 96 yaşında 5 Aralık 2013’te hayatını kaybetti. Nelson Mandela Vakfı ve Mandela’nın cezaevi numarasını taşıyan AIDS ile mücadele vakfı olan (46664), her yıl 18 Temmuz gününü Mandela Günü ilan ederek, hayranlarına bu günü iyi şeyler yaparak geçirmeleri çağrısında bulunmuştu. Mandela Günü, 119 ülke tarafından destekleniyor. Dünyanın birçok ülkesinde Mandela’nın doğum gününde ırkçılık ve AIDS ile mücadeleyi içerek çeşitli seminer ve konferanslar düzenleniyor.
KAYNAKÇA :
1 – Thêma Larousse (Tematik Ans.), Milliyet yay. Cilt 2, Sf: 210-212
2 – Ana Britannica, Hürriyet yay. Cilt 21, sf: 411-412
3 – Büyük Larousse (Sözlük ve Ansiklopedisi), Milliyet yay. Cilt 15, sf: 7748
İbrahim Genç
Gazeteci - Yazar. Ege Üniversitesi Türkoloji lisans ve Mardin Artuklu Üniversitesi Kürdoloji yükseklisans mezunu. Çalışmaları Evrensel Kültür, Tiroj, Özgür Gündem, Evrensel, Radikal, Yüksekova Haber, Milliyet Güney ve Cumhuriyet başta olmak üzere birçok gazete ve dergilerde yayınlandı. Birçok TV ve radyoda programlara katıldı. Halen dil politikaları, Kürtçe ve Ortadoğu üzerine çalışmaktadır.