ABD NEREYE KOŞUYOR
Bu başlığa verilecek en güzel cevap, “Belasını bulmaya…” demek gerekir. Çünkü bizim bir atasözümüz “Keskin sirke küpüne zarardır” şeklindedir.
ABD Başkanı Trump’un ABD Büyük elçiliğini Kudüs’e taşıyarak Kudüs’ü resmen İsrail’in Başkenti olarak tanımış olmasını kabul ediyor, onun bu pervasız hareketini ise Orta doğu’nun kalbine sokulmuş yeni bir bıçak olarak görüyoruz.
Bütün ABD Başkanları gibi Trump’un da ilk görevinin “İsrail’in güvenliğini sağlamak adına Büyük İsrail Devletinin kurulmasına destek vermek” olduğunu biliyoruz.
Onlar yani cinayet şebekeleri terörist İsrail ve ABD devletleri cibilliyetlerinin gereğini yapacaklardır. Bu yılanın ve akrebin sokması gibi tabiidir. Onların zulümde ve terörde sadece Müslümanları değil bütün insanlığı karşılarına almakta olduklarını da görüyoruz.
Ancak bizim anlamakta zorlandığımız husus İslam ülkelerinin ve özellikle de Türkiye’nin bu terörist devletleri cesaretlendirecek davranışlar içerisinde olmalarıdır.
Suudi Arabistan’ın, Kuveyt’in, Mısır’ın ABD’nin yanında yer aldıklarını, ona destek olduklarını da biliyoruz.Ancak Türkiye’nin ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Başbakanken gittiği İsrail’de Ariel Şaron’un hem de birkaç kere “İsrail’in başkenti Kudüs’e hoş geldiniz” demesine rağmen onun hiçbir tavır sergilememesini yadırgıyoruz.
Gazze’ye insani yardım malzemeleri götüren Mavi Marmara gemisine Uluslar arası kara sularında İsrail’in yaptığı baskın sonucunda 15 kadar insanımız öldürülmüş ve adına tazminat denmeyen ve hibe olarak yapılan sözleşmede “Bu anlaşma Ankara ve Kudüs’de 28.Haziran.2016 yılında her biri eşit bir şekilde geçerli Türkçe, İngilizce ve İbranice dillerde ikişer nüsha halinde akdedilmiştir” denilerek bu anlaşmada Kudüs İsrail’in Başkenti olduğu zimmen kabul edilmiştir.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanken yaptığı konuşmalarda “Ortadoğu projesi eş başkanı” olduğunu açıklaması ve şimdiye kadar da bu başkanlıktan istifa ettiğini belirtmemesi, onun bu görevi yürütmekte olduğu anlamına gelir. Bu projenin aslında BİP yani Büyük İsrail projesi olduğunu da bilmeyen yoktur.
PKK’ya yardım ve yataklık yapan onlara ve PYD’ye silah, cephane ve muhimmat veren, 15. Temmuz darbe teşebbüsünde açıkça darbeye destek verdiği belgelenen İncirlik ABD üssü kapatılmamış ve bunlar hala şer faaliyetlerine devam etmektedir.
TRUMP, SUUDİ ARABİSTAN VE MISIR… ÜÇ KAFADAR BİR ARADALAR…
ABD’nin dünya Müslümanlarının gözünün içine bakarak Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması karşısında, Türkiye’nin “İslam İşbirliği teşkilatını” İstanbul’da toplantıya çağırması da yine “milletin gazını almaya yönelik” bir harekettir. Çünkü bu kuruluşun içinde ABD’nin en güvenilir müttefikleri olan ve ABD’nin emriyle Yemen’i bombalayan Suudi Arabistan vardır, Kuveyt vardır. Bunlarla ABD’nin şer aksiyonunu önlemek mümkün değildir.
Eğer gerçekten ABD’ye karşı bir hareket yapacaksanız, 1997 yılında Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından kurulan ve sizin bir türlü sahip çıkmadığınız, aidatlarını ödemediğiniz, toplantılarına katılmadığını ve adını ağzınıza almaktan korktuğunuz bir D – 8 vardır. İşte size ABD’ye karşı koyabileceğiniz en güzel kuruluş budur.
1980 yılında BM’ler kararlarına da ters olan Kudüs’ün İsrail’in Başkenti olması kararını İsrail’in ve ABD’nin çok acele yeniden gözden geçirerek vazgeçmelerini ihtar ediyoruz.
Nevzat Laleli
Makine Mühendisi
HAY-DER Genel Başkanı