İyi ki hayvanların dili yok, eğer olsaydı, bizim onlara çektirdiğimiz bir yana, bizim bir birimize yaptıklarımıza üzülürlerdi. ”Hayvanlar koklaşa koklaşa” anlaşmalarına karşı, bizim “konuşa konuşa” anlaşmamamızın sıkıntısı, acısı, bizleri nasıl derinden yaraladığını bu nedenle dillerinin olmamasının sevincini yaşadıklarından eminim.
Hayvanlar birbirlerini çıkardığı sesler, saçtıkları kokularla, duyu organları yoluyla birbirlerini tanır, isteklerini, ihtiyaçlarını anlatırlar. Bazı hayvanların gözü görmemesine, kulağının işitmemesine rağmen gelen tehlikeyi iç güdüleri ile kolaylıkla sezer, kendilerini savunmaya çalıştıkları gibi kimi zaman tehlikeli olurlar.
Hayvanların dili yok, dedik ama koklaşarak bizlere de bir şeyler öğrettiklerini pekâla biliyoruz. Ama bir türlü biz konuşarak bir şeyleri birbirimize anlatamadık. İşte bu nedenledir ki “fabıl” dediğimiz hayvanları konuşturma sanatı meydana çıkmış. Biz kendimiz hayvanlara bazı yakıştırmalarda bulunarak onlardan ders alırız.
Bizlerde hangi hayvanın hangi mizaca ve yapıya sahip olduğunu yıllardır beraber yaşamanın verdiği engin tecrübelerle tanımaya çalışmışız. Ama ne yazık ki insanlar olarak birbirimizi bir türlü tanıyamadık. Yılanın ihanetiyle, tilki kurnazlığı ile bilinir. Tavşan korkaklığı, aslan, kaplan, yiğit ve cesurluğu ile tanınır. Bazı hayvanlarda var ki gücünden faydalanmış ağır yük taşıtmışız. Kimisini tarlada, harmanda kullanmışız, kimisine binip tarih sahnesinde devirler açmışız.
Tüm bunların yanında birde çevremizdeki insanları zaman geldiğinde çeşitli hayvanlara benzetiriz. Kızdığımızda onları kötü şekilde yorumlar, sevdiğimizde onu o hayvanın yiğitliği ile özdeşleştiririz. “Koyun gibi adam” dediğinde, uysal, uyum içinde sessiz sedasız biri kast edilir. Vefakar ve cefakar bıkmadan usanmadan bizlere hizmet eden birisine “eşek” diyemezsiniz. Ya da kalkıp birisine köpek dediğinizde en büyük suçlardan birisini işlemiş olursunuz. Aslan gibi adam, tay gibi kadın dememiz elbette anlamlıdır.
Öteden beri evin önünde, boynunda tasması ve taş bir yalakta yalanır evin ve sürülerin en büyük koruyucusu olmasına rağmen “köpek” sıfatını kimse kabullenmez. Hatta kırsal alanda köpeğin yalını zamanında vermeyen aileden çoğuna babanın “köpeğe kurban olasın “ dediğini duymuşum. Sağ olsunlar, şu hayvan severler çıktıktan sonra sokak hayvanlarının değeri de hayli arttı. Birde şu sokak çocuklarına sahip çıkılsaydı ne iyi olurdu.
Her ne kadar Bizlerde hayvan alemi gibi aslanı kral kabul etmişsek de kral olmasına kral ama yinede hayvan, hem de yırtıcı bir hayvan. Ama biz insanlar ona bakıp “aslan yettiği yerden belli olur deyip “ temizliği aslandan öğrenmeye çalışıyoruz.
Birisine kalkıp bir hayvan ismi yakıştıramazsan, ama bazı şeyler mecburi veya yaptırım güçü olanlar tarafından zorla yaptırılınca ses seda çıkmaz. İşte nice kurt, kaplan, kartal, akbaba, şahin, doğan, gibi bir sürü hayvan ismini isim ve soyadı olarak kabul ettiğimiz gibi ismimizin bir hayvan ismi olmasından dolayı da böbürleniriz. Bu insanlığa yakışır mı, insani kurallara sığar mı diyen yok?
Hayvanların dile yok ama konuşsalar elbet söyleyecek çok şeyleri olduğunu tahmin ediyorum. Kırsal alanda eşeğin insanlardan nele çektiğini bilinler bilir. İyi ki onlar konuşmuyor, onlarda konuşsaydı, insanların yer yüzünde yaptığı zulmü her halda toprak ve taştan başkaca kaldıracak kimse kalmazdı. Onlara da yapılmayacağına göre kala kala yine insanlar kalıyor, güçlü zayıfı eze dursun.
Bir çoban anlatıyordu. Kurt bir sürüye daldığı zaman gücü yettiği kadar hayvanları parçalar, telef eder boğazlar, fırsat bulursa bir tane alıp kaçar. Ama şu ayıya bakan. Birisine kızdığımız zamanda ayı olarak küçümsediğimiz cahil aptal olarak nitelediğimiz çok olmuş. Ayı sürünün içine dalır gözüne kestirdiği bir hayvanı alır, gider, başka hiçbirisine karışmaz. Şimdi siz kalkıp yırtıcılığından dolayı, kurdu takdir edeceksiniz ve onu soyadı olarak kullanacaksınız, ama ayı denilen hayvanı da insanları küçümsemek için kullanacaksınız. Hatta ayının genç kadın ve kızları dağa kaldırıp ininde tuttuğuna dair bir çok hikaye duymuşuz. Hani şu “ dağ ayısı” deyimi çok meşhur. Ayının evcilleştiğini hepiniz görmüşsünüz ama bir kurt asla… Hala kurtlukla övünen nice insan var.
Hayvanlar alemini keşfetmişiz ama kendimiz hala muammayız…