Türkiye Yazarlar Birliği adında bir dernek var. İşin başında da karşılaştıkça merhabalaştığım arkadaşlarım var. Bunlar Mehmet Akif’i anma, Necip Fazıl’ı anma, Nurettin Topçu’yu anma gibi programlar da yapıyorlar.

1989 yılında MGV bünyesinde çıkardığım 20.000 er tirajlı Gençlik ve Kıvılcım dergilerinin sahibi ve yazarı olmam sebebiyle de devletin sarı basın kartına sahip bir yazarım. Ben de bu arkadaşların arasında olayım dedim ve derneğe belki 20 senedir üyeyim.

Ancak tespitim odur ki bu arkadaşlar hak ve haklının yanında durmak yerine hep iktidarda bulunan güçlünün yanında yer almayı tercih etmektedirler. Evet, maddi yönden bir problemleri olmadığı görülüyor. Özellikle Kültür Bakanlığıyla kurdukları yakın ilişki ile Bakanlıktan epeyce bir destek görmüşler. Şimdi Ankara Kızılay’da biri 3-5 katlı diğeri Güven parkına bakan iki ayrı daireleri var. Ancak inancımızın gereği olarak hakkın yanında durmadıklarında bu tavırları bana ters gelmektedir.

2018 yılının mart ayı içinde bir Genel Kurul yaptılar. Bu kurula ben de katıldım. Protokol konuşması için E. İç İşleri Bakanı Beşir Atalay’ı çağırmışlar. AKP Genel Başkan Yardımcısı olarak takdim edilen bir şahıs daha katılmış. Bunlar Genel kurulda enine boyuna birer konuşma yaptılar. Diğer partilerden ve mesela Saadet Partisinden tek kişi yoktu.

Kendi üyelerini ve onların eserlerini ortaya çıkarmak ve kamuya mal etmek gibi bir çalışmaları da yok. Ben 4 ayrı kitap yayınlamışım, 8 yerel gazete yazılar yazıyorum. 20 kadar internet sitesine yazılar koyuyorum. “Allah, insandan iman toplumdan nizam ister” altın sözler broşürü gibi 6000 adet iki önemli broşür yayınlamışım. Türkiye’nin değişik yerlerinde konferanslar veriyorum. Ama bunların gözünde bu çalışmalar hiç bir değer taşımıyor.

İSTİFA MEKTUBUM

YAZARLAR BİRLİĞİ GENEL BAŞKANLIĞINA       15.Mayıs.2018 ANKARA

2018 Mart ayı sonu itibariyle yapılan Genel kurulunuza internetten gönderdiğiniz defalarca davete istinaden katıldım. Önce Genel kurulunuzun hayırlara vesile olmasını dilerim.

Namaza giderken gelirken bana bildirdiğiniz 2 yıllık 200 TL borcumu yatırmak için yetkili aradım, bulamadım. Bu arada yan yana oturduğumuz Ankara şube başkanınız Dr. İsmail Bozkurt’a sordum. Bu borç Genel merkeze mi yoksa Ankara şubeye mi yatacak? Bana Ankara şubeye yatacak dedi, ben de hemen borcum olan 200 TL yi kendisine verdim. Bana bir hafta sonra sizi ziyarete geleceğim. O zaman makbuzunuzu size veririm dedi.

Aradan haftalar geçti. Kendisini telefonla arayarak, görüşemediğimizi söyledim. O da “Ben şu anda İzmir’deyim” dedi. Beis yok cevabını verdim. Bu güne 4 ay geçtiği halde henüz görüşmemiz mümkün olmadı.

Genel kurulda dilek ve temenniler bölümünde söz istedim. Ancak başta Nazif Bey olmak üzere bu isteğim tepkiyle karşılandı. Biraz da cür’etle 5 dakika ile tahditlenmiş bir konuşma yapabildim.

Konuşmamda üyeleriniz arasında derneğin faaliyetlerine giren alanlarda yazı yazan, bunları yerel gazetelerde yayınlayan ve internet sitelerine koyan, kitap ve broşür bastıran bir kardeşinizim. Sarı basın kartı sahibiyim. Benim gibi belki kaç tane üyeniz vardır.

Ama derneğinizi ben ve benim gibi gizli kalmış yazarları ve eserlerini araştırarak onları gün yüzüne çıkartacak bir faaliyetten mahrum buldum. Ben konuyu dile getirmeye çalıştım ama bana da tavır kondu.

Bu arada derneğinizin politize olmuş olduğunu üzülerek müşahede ettim. Eski Bakan, yeni AKP Genel Başkan yardımcıları söz aldı ve konuştular. Derneğin uzun zaman üyesi olan benim, konuşmam hem gergin bir içinde hem de tahditli bir şekilde yapılabildi.

Yukarıda açıkladığım sebepler doğrultusunda derneğiniz üyesi olmayı uygun bulmadım ve bu yazımla birlikte derneğinizden istifa ettiğimi ve gereğini arz ve rica ederim.

Saygılarımla…

Nevzat Laleli Mak. Müh. – Yazar - Milli Gençlik Vakfı Şeref Başkanı

HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği Genel Başkanı

SÖZÜN ÖZÜ

Herkes istediği gibi inanmada, istediği gibi yaşamada serbesttir. Ancak güçlünün yanında değil Hak’kın ve haklının yanında durmak inançlarımızın gereğidir. Fert olsun cemiyet veya dernek olarak olsun yolumuzu belirlemek zorundayız. Her beş vakit namazda “ihdi nassıratel müsteğim – Ya Rabbi bizi sırat-ı müsteğime (doğru yola ilet)” diye dua eden Müslümanlar olarak, Washintona, Bürüksel’e veya Moskova giden gemilere binmek değil Medine’ye giden gemiye binmek mecburiyetindeyiz.