Hayatımın büyük bir bölümünü milletimizin ve insanlığın saadeti için harcadım ve çalışmalarımı bu sahaya tahsis ettim. Çünkü “Milli Görüş” milletimizin ve tüm insanlığın mutluluğunu istemek ve bunun için her türlü fedakârlığı yaparak çalışmak idi.

Kur’an kursaları Federasyonu, Milli Gençlik Vakfı, HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği hep aynı gayenin gerçekleşmesi için kurulmuş ve çalışmalar yaptığım kuruluşlardır.

Bu çalışmalarda hedeflerimiz; “Mutlu insan, Sağlam aile, Güçlü toplum” u kurabilmektir. Bu gün ülkemizde hatırı sayılır sayıda bir “Milli Gençlik” varsa ve kendinden söz ettiriyorsa, bu uğurda yapılan çalışmalardan kaynaklanmaktadır.

Ancak yetiştirmeye çalıştığım bu gençliği, karanlık değirmenlerinde öğütüp yok etmek, onları hislerinden yakalayarak alçaltmak isteyen güçlü lobiler de yok değildir.

Akıldan çok hisleri ile hareket eden gençlerimizi erkekse kızlarla, kızsa erkek arkadaşlarıyla çözmek, onların ideallerini körelterek his taraflarını ve şehvetlerini öne çıkarmak ve böylece bir millet yok etmek isteyenler vardır.

Bunların 1980 ihtilali sonrası gençlere attırdığı slogan; “Dövüşme, seviş…” idi. Bunlar toplumun temeli olan aile kurmak, bir yuvamın mutlu ferdi olmak, evlatlar yetiştirmek gibi ahlaki talepleri yok etmek için harıl harıl çalışıyorlardı.

Bir millet, kız ve kadınlarının milli değerlere bağlılığı ile millet olur ve onlar bu değerlerden uzaklaştırılır ve orta malı kadınlar yapılırsa ortada milletten eser kalmazdı.

Onun için ellerindeki medya körüğü ile durmadan ahlaksızlıkları pompalıyorlar, felakete duçar olmuş bir kızımızın haberini okuyucuyu/seyirciyi tahrik ederek anlatıyorlardı.

Kızlarımız şunu iyi bilmelidirler ki birisinin başına istenmeyen bir şey geldiğinde inanın en çok ben üzülüyorum. “Şimdi bu kızımızın dünyası da ahreti de zindan olacak. Ne yapacak şimdi bu kardeşimiz” diyorum.

Bu kitabımı, onların kendilerini bekleyen tehlikelerden korunması ve her birinin hayalinde ki “beyaz atlı prens…” ile evlenerek mutlu yuvalarını kurabilmesi için hazırladım. Tabii erkeler içinde hayallerinde ki “Pamuk prensesi” bulmalarını isteyerek…

Yukarıda flörtü cazip gösteren bir fotoğraf koydum. Bu işin başlangıcıdır ve gönül hırsızlığının nasıl yapılmakta olduğunu göstermektedir. Bu fotoğrafı görüp de bütün hayat böyle devam edecek zanneden kızlarımızı ikaz ederek diyorum ki “Hayır. Bu işler böyle başlamakta ama böyle devam etmemektedir”

Genç kızlar; Bütün ziynetlerinizi sizi nikâhlayacak olan kocanıza vermek istemez misiniz? O halde bu kitabı okuyunuz…

Delikanlılar; Evleneceğiniz kızın sizden önce başkalarıyla flört yapmasını ister miydiniz? O halde sizde flört yapmayın ve bu kitabı okuyunuz…

Şu kitapta, bu işlerin nasıl başlayıp nasıl devam ettiğini ve nasıl neticelendiğini birlikte inceleyeceğiz.

Temennimiz, hiç kız ve oğlumuzun “Flört yangınına…” düşerek yanmamasıdır. 

 Ankara - 24.Ağustos.2019                        

Nevzat Laleli

 HAY-DER Hayırda Yarışanlar Derneği

Genel Başkanı

MGV Şeref Başkanı