Tahir Büyükkörükçü 1925 yılında Konya'da doğdu. Konya'da Karma Ortaokulu olarak bilinen meşhur okula devam etti. Üçüncü sınıfta olduğu sıralar, bir gün Kapu Camiine gitti. Cami kürsüsünde bir hoca efendi çok etkili bir üslûpla cemaate vaaz etmekte olduğunu gördü. Vaazdan o kadar etkilendi ki, içinden; “ben de böyle ilim sahibi ve güzel konuşan bir vaiz olsam” diye geçirdi.
Hayran olduğu Mahmud Sami Ramazanoğlu hazretlerinden de manevi ders alan Tahir Büyükkörükçü, böylece tasavvuf bahçesine girerek bahçeninin güllerini devşirmeye başladı.
Ben Hocamızı Konya Kapu camiinde ki vaazlarıyla tanıdım. Hocamız konuşmalarında özelikle de Mevlana Hazretlerinin Mesnevisinden örnekler verirdi. Önce Farsça okuduğu Mesnevi parçalarını daha sonra Türkçe olarak açıklardı. Çok sık olarak da;
“Men bende-i Kur’anem eğer can darem/ Men haki reh-i Muhammet Muhtarem/ eğer naklkuned cüz in kes ez güftarem/ Bizarem ez u vez an suhenbizarem.
Bu canım var oldukça ben Kur’anın kölesiyim/ Muhammed Mustafa’nın yolunun toprağım, tozuyum.
Benden başkaca bir söz nakleden olursa/ Ben o sözden de o sözü söyleyenden şikâyetçiyim.
Tahir Hocamız Allah dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilir ve bunu her yer ve mekânda söylemekten çekinmezdi. Allah düşmanlarıyla dost olanları gördükçe onlarla arasına mesafe koyar, onlardan uzak dururdu.

ERBAKAN’IN TAHİR HOCA İLE İLİŞKİSİ

Hocamız Necmettin Erbakan ile ne zaman Konya’ya gitsek Hocamız, Tahir Hocamızı ziyaret programına alır ve onu mutlaka ziyaret edilirdi. Bu ziyaretlerde Karşılıklı iltifatlar ve dualar alabildiğince yapılırdı.
Ailem Konya’da olduğundan ben de her Konya’ya gittiğimde Tahir Hocamızı ziyaret eder, elini öper, onun hayır duasını almaya çalışırdım.
Siyasetten hiç hoşlanmadığı halde büyüklerinin (Şeyhi Sami Efendinin) isteği ile 1977 yılında seçimlere girerek Milli Selamet Partisinden Konya milletvekili oldu.
MGV olarak Tahir Hocamız, konferansçılar listemizin başında bulunur, merkez ve taşrada kendine ulaşan bütün şubelerimiz kendisini davet ederek istifade ederlerdi.

ÜLKE KALKINMASINDA YOL GÖSTERMEK

Bir gün Ankara’da Hocamızın bir sohbetine katılmıştım. Hocamız; “Gençler size bazı sorular soracağım” demişti. Soruları; “1. Allah nezdinde yerimiz ne kadardır? 2. Allah bizi tutuyor mu? 3. Allah bizi seviyor mu?”
Cevabını yine kendi verdi. “Dikkat edin. 1. Siz Allah’a yanınızda ne kadar yer veriyorsanız, Allah da size o kadar yer verir. 2. Bakın bakalım. Allah sizi hangi işte çalıştırıyor. Rızasına erecek işlerde mi yoksa kahrını çekecek işlerde mi? Buradan Allah’ın sizi tutup tutmadığına karar verebilirsiniz, demişti. 3. Siz Allah'ı ne kadar seviyorsanız, Allah da sizi o kadar seviyor, demişti.
MGV olarak Konya’da bir yurt yaptırdık. Ben bu yurdu görünce çok beğenmiş ve yurdun adının “Milli Gençlik sarayı” olmasını teklif etmiştim. İşte bu yurdun baştan sona yapılmasında Tahir Hocamızın büyük destek ve yardımlarını gördük.
12 Eylül.1980 darbesinde Başta Prof. Dr. Necmettin Erbakan olmak üzere diğer MSP’lilerle birlikte tutuklanır. Klasik itham bellidir. “İslâmî esaslara dönülmesini ve İslâmî devlet kurulmasını istediği” iddiasıyla Askeri Mahkemece yargılanır. 11 ay cezaevinde kalır. Beş yıl devam eden mahkemelerden sonra 1985'te berat eder. Cezaevinden çıkar. Tahliyesinden sonra tekrar Kapu Camii ne döner ve vaazları 1999 yılına kadar devam eder.
27 Şubat 2011 gününde milli görüş davasının lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan vefat etmiş, ondan 4-5 gün sonra da 5 Mart 2011 Tahir Büyükkörükçü Hocamız Konya’da vefat etmiştir.
Birisi bütün Müslümanların lideri, diğeri de ilim ve aşk sahibi idiler. İkisinin birbiri arkasından vefat etmeleri, onların birbirlerini ne kadar sevdiklerini, birbirlerinden ayrılmadıklarını ve Cennette de birlikte olacaklarının bir işaretidir, demiştim. Zira “Kişi sevdiği ile haşredilir” Hadis-i Şerifi açıktı.